Saddam Hüseyin -30 Aralık 2006





Saddam Hüseyin, Bağdat'a 150 km uzaklıkta, Tikrit yakınlarındaki "El-Avca" köyünde 28 Nisan 1937 yılında dünyaya geldi. Ancak Iraklı yazar Dr. Hamid El-Beyati bu yılın Saddam'ın doğduğu yıl olmadığı, gerçek doğum tarihinin 1 Temmuz 1939 olduğunu öne sürüyor. Baasçılar tarafından da doğrulanan bu bilgiye göre Saddam kendisinden iki yaş büyük olan 1937 doğumlu eşi Sacide'yle aralarında yaş farkını bertaraf etmek için yaşını büyütmüş. 






İlk gençlik yıllarında kendini Arap dünyasına egemen ulusçu-özgürlükçü ve antiemperyalist rüzgâra kaptıran Saddam, böylece siyasetle tanışmış oldu. Saddam, genç yaşlarda Baas Partisi'ne katıldı. 1956 yılında başarısız bir darbe girişiminde bulundu.

Başbakan Abdül Kerim Hassam'ı öldürmek için oluşturulan bir suikast örgütünün içinde önemli bir rol oynadı. Ancak bu olay, açığa çıktı ve Saddam ülke dışına kaçmak zorunda kaldı. 1963 yılında Baas Partisi iktidara gelince ülkesine geri döndü. Ancak geçen yıllar içinde, Baas Partisi ile arasındaki farklılıklar derinleşmeye başladı. Çatışmalar iyice sertleşince Saddam hapse atıldı.








1968 yılında yapılan darbe, Saddam'ı da hapisten kurtardı. Parti içinde hızla yükselen Saddam, taviz vermez kararlılığı ve sertliği sayesinde Baas'ın en önemli yapılarından olan Devrim Konseyi Kurulu'na girdi. Zamanla konumunu iyice pekiştirdi ve Başkan Ahmed Hasan Bekri iktidarının perde arkasındaki asıl güç kaynağı oldu. 1979 yılında ise bir darbeyle iktidara el koyarak 'perdeyi indirdi'.

Irak ile İran Şahı arasında Şattu’l-Arap su yolu üzerine çıkan anlaşmazlık sonrası yapılan Cezayir Anlaşması’na göre İran Kürtlerden desteğini kesecek, Irak da Humeyni'yi Irak'tan kovacaktı. Cezayir Anlaşması’nı devlet başkanı yardımcısı sıfatıyla 1975 yılında Saddam imzaladı.






 







Humeyni'nin Irak'tan çıkmayı reddetmesi üzerine Saddam şahsen Humeyni'yle görüştü, ikili arasında yoğun bir tartışma yaşandığı söylenir. Humeyni sonunda Kuveyt'e, oradan da Fransa'ya sürüldü.

Cezayir Anlaşması gereğince Körfez’in yarısı İran'da yarısı Irak'ta bulunuyordu. Saddam anlaşma metnini yırttı ve körfezin diğer yarısını da topraklarına kattı. Böylece 22 Eylül 1980 yılında 8 yıl süren ve yaklaşık bir milyon insanın hayatına mal olan İran-Irak savaşı başlamış oldu.



 






Savaş bittiğinde her iki taraf da başlanılan noktadaydı. Petrolün, elindeki tek güç olduğunu çok iyi bilen Saddam, İran Savaşı'ndan sonra adeta emperyalistlerin petrol ofisi gibi çalışan Kuveyt'e gözünü çevirdi.

2 Ağustos 1990 yılında Saddam'ın birlikleri Kuveyt’i işgal etti. Bunun üzerine ABD öncülüğündeki müttefik kuvvetler, Irak'a savaş ilan ettiler. 16 Aralık 1990'da büyük bir bombardıman başladı ve bu bombardıman, 27 Şubat 1991 yılında sona erdi.













 


ABD 11 Eylül’den sonra Saddam rejimini, uluslar arası teröre destek vermek ve kitle imha silahlarına sahip olmakla suçladı.

Saddam Hüseyin, 2 Şubat 2003 tarihinde yaptığı konuşmada Bağdat'ta hiçbir yasaklı silahın bulunmadığını ve Irak'ın el-Kaide ile hiçbir bağlantısı olmadığını söyledi.

ABD BM Güvenlik Konseyi’nden Saddam rejimine karşı askeri müdahale için bir karar çıkaramadı; ama İngiltere ile birlikte diğer bazı ülkelerin de sembolik askeri desteğiyle çok uluslu bir koalisyon kurarak Saddam’dan ülkeyi terk etmesini ya da savaşı kabul etmesini istedi.

 










15 Mart 2003 tarihinde Saddam Hüseyin ülkesinin savaş hazır olduğunu ilan etti. Ardından ülkeyi dört askeri bölgeye ayıran Saddam, Bağdat-Tikrit bölgesinin sorumluluğunu oğlu Kusay'a verdi.

20 Mart 2003 tarihinde ABD, Irak'a saldırdı ve Bağdat'ı uçaklarla bombalamaya başladı. Televizyon ekranlarına çıkan Saddam Hüseyin, Iraklıları vatanlarını savunmaya çağırdı.

9 Nisan 2003 tarihinde ABD güçleri Bağdat'a girdi.






 










Irak'ın meşru lideri Saddam Hüseyin, dokuz aylık sürgün hayatının ardından Tikrit yakınlarındaki bir çiftlik evinde Amerikan askerleri tarafından savaşırken yakalandı. ABD'nin Irak'taki sivil yöneticisi Paul Bremer, 14 Aralık 2003 tarihinde düzenlediği basın toplantısıyla Saddam’ın yakalandığı haberini halka duyurdu. Paul Bremer yaptığı basın toplantısında “Bayanlar baylar, onu yakaladık” ifadesini kullandı.Bütün dünyaya Saddam'ı bir çukurda yakaladığı yalanını söyleyen ABD, O'nun savaşırken yakalandığı gerçeğini saklıyordu.

Bremer bu açıklamayı yaparken ekrana Saddam Hüseyin'in yakalandıktan sonraki görüntüleri yansıdı. Yakalandığı haberlerinden sonra Irak kentlerinde sevinç gösterileri başladı. Sonrasında ve şimdilerde Irak halkı bin pişman ve mumla Saddam Hüseyin'i arıyor.

Saddam Hüseyin aleyhine 8 Temmuz 1982’de Duceyl kasabasında 143 kişiyi kasten öldürmek suçlamasıyla 19 Ekim 2005’te dava açıldı. 40 celse devam eden uyduruk mahkeme sonunda, suçlu bulunan Saddam Hüseyin 5 Kasım 2006’da idam cezasına çarptırıldı.




Saddam’ın avukatları, temyiz talebinde bulundu; fakat yüksek mahkeme 26 Aralık 2006’da idam kararını onayladığını açıkladı ve Saddam Hüseyin 30 Aralık’ta Bağdat’ta idam edildi.






Hiç yorum yok

Öne Çıkan Yayın

İBDA ve İBDA-C Nedir?

İBDA-C’nin daha iyi anlaşılması için İBDA'nın kısaca tarif ve izahını yapmak istiyoruz… Kumandanımız Salih Mirzabeyoğlu’nun "...

İzleyiciler

Popüler Yayınlar

Tema resimleri duncan1890 tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.