BEL'AM


Bel'am bin Baura...

Allah'ın kendisine verdiği ilimle, azgınlaşan, ilmini hakim otoritelerin çıkarları doğrultusunda kullanan kişi...
Allah'ın verdiği ilimle, Allah'ın ahkamına karşı duran şahıs...
Kuran-ı Kerim'de kendisinden bahsedilmesi gerektiği bildirilen ayet:
"Onlara, kendisine ayetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku. Dileseydik elbette onu ayetlerle yükseltirdik. Fakat o, yere saplandı ve hevâ/hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Eğer üstüne varsan, dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu budur. Bu kıssayı anlat, umulur ki düşünür, ibret alırlar.” (A’raf, 175-176)
Müfessirlerin büyük bir çoğunluğu, kıssası anlatılması istenen bu adamın, Benï İsrail bilginlerinden Bel’am bin Baura olduğunu açıklar. Duası makbul bir bilgin olan bu kişi, kavminin ısrarı üzerine Hz. Musa’ya beddua etmiş, o yüzden dili göğsüne kadar sarkmış.
Sahip bulunduğu ilim hazinelerine karşılık, “dünya” için “din”ini satan, ahiretini dünyaya değişen ve bu doğrultuda azgın yöneticiler ve tağutlarla işbirliği yapan, onlara hizmet veren, dini ve bilimi âlet edip kullanarak insanları zalimlerin buyruğuna ve boyunduruğuna sokan kimliği simgeleyen bir adıdır Bel’am.

Bir kısım müfessirler, bu ayetin, Ümeyye bin Ebi’s-Salt hakkında nazil olduğunu beyan etmişlerdir. Bu kişinin de, Allah Resulü’ne nübüvvet görevi verilmeden önce “hanif”lerden olduğu, Allah’ın kısa bir süre içerisinde peygamber göndereceğini söyleyip durduğu halde, gurura kapılıp O’na iman etmediği bilinmektedir. Rivayetlerdeki ortak yön, muayyen bir şahsı tariften çok, onun prototip karakterini ortaya koymasıdır. Nüzul sebebinin hususi olması, hükmün umumi olmasına engel değildir. Kıyamete kadar Bel’am’ın vazifesini yapan “Bel’am” tipi, bu karakterin yapısı ortaya konulmaktadır. İnsanları “Allah adını kullanarak” aldatan, hevâ ve heveslerini tatmin için tevhid akidesini tahrip eden Bel’am’ın etkisi korkunçtur.

Bel’am İbn Bâûra Kıssası

Bel’am bin Baura çok büyük bir alim ve çok büyük bir Veli idi. Sahrada vaaz ettiği zaman,her yönde ve her yüz adıma bir adam dikilerek onun sesi duyurulur, on binlerce insan dinlerdi. Allah cc onun duasını hiç reddetmedi, kendisini bile kendi duası ile helâk etti. Dünya onu bile aldattı ve imansız olarak göçtü.
Musa(as) orduları ile bir memleketten geçecek idi. O memleketin kıralı bunu istemiyordu. Kral ve adamları Bel’am bin Baura’ya, Musa(as)’ın ordusunun oradan geçmesini engellemesi için dua etmesini istediler ve bunun için de kendisine çok büyük hediyeler gönderdiler.
Bel’am bin Baura: “O Allah’ın peygamberidir, dinimiz onun dini ile aynıdır. O’nun yanındakiler de melekler ve mü’minlerdir. Şayet ben onların aleyhinde dua edersem dünyam da, ahiretim de helâk olur” diyerek, önce reddetti. Ama kral ve adamları işin peşini bırakmıyorlardı. Bel’am’e herşeyi vaad ettiler. Ama yine de kabul etmiyordu. Sonra o memleketin güzelliği ile dillere destan olmuş bir kadını vardı, onu da Bel’am’in peşine taktılar. Artık herşey Bel’am’in emrinde olacaktı; para, mal, mülk, kralın en yakın adamı olmak, dünyanın en güzel kadını ile evlenmek… bütün bunlara karşı yapması gereken ise sadece Allah’ın Peygamberi ve ordusu aleyhine lanet okumak, yani Allah’a isyan etmek.. Şeytan Bel’am’ın aklını çeldi, “önce lanet okursun, sonra da tevbe edersin, olur-biter” diye vesvese verdi.
Nihayet kadınlı erkekli gurup toplanıp, Bel’am’ın her zaman dua ettiği tepeye doğru hareket ettiler. Bel’am’in meşhur merkebi tepeye yaklaşınca birden yere yattı. Bel’am merkebi döverek kaldırdı, fakat merkep gerisin geri döndü. Dağa doğru çevrilen merkep yere yatıyor, kalkınca da geriye dönüyordu. Allah cc nin izni ile merkep konuşmaya başladı “Yazıklar olsun sana ey Bel’am; şu önümde beni durduran melekleri görmüyormusun? Durmadan beni dövüyorsun. Ben, Allah’ın Peygamberi ve mü’minler aleyhine dua etmek için seni nasıl sırtımda taşırım” dedi. Bu mucize uyarıya da kulak asmayınca, Allah cc kendisinin yolunu açtı ve dağa vardılar.
Bel’am Musa(as) ve mü’minler için dua etmeye; kendisine ve o memleket halkına ise lânet okumaya başlamıştı.
Etrafındakiler: “Ey Bel’am, sen yanlış dua ediyorsun, Musa ve ordusuna yapacağın lâneti bize yapıyorsun, duanı düzelt…” diye uyarıyorlardı, ama..
Bel’am: “Vallahi dilime sahip olamıyorum, bütün söylediklerimi Allah söyletiyor.” Dedikten sonra dili uzamaya başladı, hem de ta beline kadar…
Bel’am: “Artık korktuğum başıma geldi, dünyam da ahiretim de mahvoldu. Artık duam da kabul olmaz, olsa bile zaten istediğimi söyleyemiyorum. Ama olanlar oldu zaten, bundan sonra Musa ve ordusuna hile ve tuzak kurmaktan başka bir çaremiz de kalmadı. Şimdi söyleyeceklerimi uygulamaya koyacaksınız; En güzel kızlarınızı ve kadınlarınızı getiriniz, onları soyunuz ve güzel kokularla cazip hale getiriniz. Ellerine çiçekler vererek Musanın ordusunun konakladığı yere gönderiniz. Kendilerine sıkı sıkıya tembih ediniz, sakın olaki onlara zina teklif eden askerleri reddetmesinler. Şayet bir kişi bu kadınlardan biri ile zina yapacak olursa, onların hepsi helak olacak.. durmayın elinizi çabuk tutun…”
Bel’am’in dediğini yaptılar ve kadınlarını süsleyip askerlerin arasına saldılar. Askerlerin ileri gelenlerinden çok kuvvetli birisi vardı, kızlardan birisini kucaklayıp doğru Musa(as)’ın bulunduğu yere vardı ve:”Zannederim, şimdi sen bana bu güzel kadının haram olduğunu söyleyeceksin”
Musa(as): “Evet, o sana haramdır, sakın ona yaklaşma”
Asker: “Vallahi bu konuda seni asla dinlemeyeceğim, bana engel olmaya kalkanları da öldüreceğim” dedi ve kadını çadırına götürdü. Hiç kimse çadıra girmeye cesaret edemiyordu. Allah cc, o andan itibaren taun hastalığını gönderdi oraya.. Asker kırılmaya başlamıştı. Askerin içinde çok güçlü ve Musa(as)nın da yakını olan başka birisi vardı, bu asi askerin hakkından ancak o gelebilirdi. Hemen onu buldular ve dosdoğru çadıra varıp, zina halindeki çiftin ikisini bir mızrağını sapladı, onları havaya kaldırarak “Rabbim, sana isyan edenleri böyle cezalandırırım” deyince taun hastalığının sebep olduğu ölüm durdu. Tefsirlerde bir saatin içinde yetmiş bin civarında askerin taundan öldüğü belirtilmektedir.

Evet; kıssasını anlattığımız Bel'am bu...
Bugün de Bel'am'lar Müslümanlar arasında fitne salmaya, otoriteye itaate, MÜSLÜMANLARA BEDDUA KAFİRLERE DUA etmeye devam ediyor...
İyi bilin ve tanıyın; nerede ağzını yaya yaya Müslümana beddua eden, Müslümanlar aleyhine çalışan, Müslümanların arasına fitne salan birisini görürseniz Bel'amdır...
Maksadımız Bel'am'ları tanıyın ve bilin...
Sağınıza, solunuza, televizyona bakarsanız bunlardan çok göreceğiniz malûm...

Hiç yorum yok

Öne Çıkan Yayın

İBDA ve İBDA-C Nedir?

İBDA-C’nin daha iyi anlaşılması için İBDA'nın kısaca tarif ve izahını yapmak istiyoruz… Kumandanımız Salih Mirzabeyoğlu’nun "...

İzleyiciler

Popüler Yayınlar

Tema resimleri duncan1890 tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.