Şamil Basayev
Şamil Basayev
Büyük Komutan, tavizsiz Müslüman, Ehl-i Sünnet Mücahid, ikinci Kafkas Kartalı Şamil Basayev'in şehadetinin 8. senesi...Arkasına bile bakmadan Kafkasya için, Kafkasya'nın bağımsızlığı için, ölüme koşar adım giden büyük kahraman..
Hâlâ Kafkas topraklarında dolaştığına emin olduğum; -çünkü şehitler ölmez- Şamil Basayev...
Kavgasını kavgamız bildiğimiz, ulaştığını sevdamız gördüğümüz Büyük Şehid Şamil Basayev..
İşgalci Ruslara ve işbirlikçilere kan kusturan 2. Kafkas Kartalı efsane komutan Şamil Basayev...
1965 doğumlu, Moskova Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü mezunu, öğrencilik yıllarında odasının duvarlarını Che Guevera'nın resimleri ile donatan özgürlüğe aşık Basayev, o zaman İmam Şamil mücadelesini doğru dürüst tanımıyordu bile. Komünist sistemin sınırları içinde ancak Che Guevara'yı tanıyabilmişti.
1991 yılında Gorbaçov'u desteklemek için tankın üzerine çıkan Yeltsin'in yanıbaşında duran birkaç gözükara delikanlıdan biri de Şamil Basayev'di.
1992 yılında patlak veren Gürcü-Abhaz savaşında Kuzey Kafkasya'nın akraba halklarından olan Abhazların safında gönüllü olarak savaştı. Abhazya'nın işgalden kurtulmasından sonra Çeçenistan'a döndü. Basayev, Abhazya'nın en önemli madalyası olan "Abhazya Halk Kahramanı" madalyası ile taltif edildi.
1994 yılında Ruslar, Çeçenistan'a saldırınca, yine cepheye koştu. Abhazya savaşında kendisiyle beraber savaşan Çeçenlerin desteğiyle oluşturduğu birliği ile savaşa katıldı. Kendisine katılan gönüllülerle birlikte binlerce kişiye komuta eden bir komutan olarak devlet başkanı Dudayev'in en önemli komutanları arasında yer aldı.
Dudayev'in şehadetinden sonra Budenovsk baskını ve Grozni savunmasında Rusları yıldırarak masaya oturmaya zorladı.
Zaferin kazanılmasından sonra yapılan Çeçenistan devlet başkanlığı seçimlerinde aday oldu. Popülaritesine rağmen halkın büyük çoğunluğu tercihini Aslan Mashadov'dan yana kullandı. Basayev askeri güç elinde olmasına rağmen Mashadov'u ilk tebrik eden oldu.
Şamil Basayev; Türkiye’deki İBDA mücadelesini ve Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nu çok yakından tanıyordu… Alnında “İBDA Selâmı” ile gerçekleştirdiği ‘Budenovsk Baskını” sonrasında onun bu çehresini; alnında taşıdığı ‘İBDA Selamı’ olan bandı ile bütün dünya da tanıdı. Bu sembol altında bütün dünyaya verdiği mesaj da çok açıktı; işgal altındaki bütün İslâm aleminin merkezi Türkiye, Türkiye’de de bu işin merkezi ‘İBDA’ diyordu…
Başbakanlık yaptığı kısa dönemde; buradan başta İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun eserleri olmak üzere ‘Büyük Doğu-İBDA’ ile ilgili, bilgi ve dökümanları istemişti. Daha sonra, bunların Çeçen diline tercümesi gerekti… Başbakanlığı bırakmasının nedeni Türkiye’den Çeçenistan’a gidip gelen yakınlarının aktardığına göre;
-“Biz savaş adamıyız, baştan sona bürokrasi olan bu tür makamlar bize göre değil, biz savaşmaya devam edeceğiz..”
Diyerek, bu işi ehli olduğunu düşündüğü kişilere bırakarak, cepheye döndü ve cepheyi bütün Kafkasya’yı içine alacak kadar büyüttü…
99’da Türkiye’de istihbarat; İbdacıların ‘Çeçenistan’a gidip gitmediklerini, hangi yollardan girip çıktıklarını, İBDA ile Şamil Basayev arasındaki ilişkileri, İBDA’cıların mı Çeçenistan’a gittiğini?, yoksa Çeçenler’in mi Türkiye’deki İBDA Mücadelesine destek verdiğini? anlamaya’ çalışıyorlardı…
Şamil Baseyev’in yakın silah arkadaşları ile Muhammed Emin Tokcan ve arkadaşlarının gerçekleştirdiği meşhur ‘Avrasya’ baskınında zahir olan ‘İBDA’ çehresi de, Amerika ve Yahudi adına ‘ne olup bittiğini anlamaya çalışanların’ kafasını daha çok karıştırdı.
1999 yılının 9 Ağustos'unda Dağıstan'ın Çeçen sınırında operasyon yapan ve halka zulmeden Rus ordusunun işkencelerinden yılan halkın feryatları üzerine 17 Ağustos'ta Dağıstan'a giren Şamil'in hareketi ikinci Rus-Çeçen savaşının başlangıcı sayıldı.
Söylenenin aksine Basayev, Dağıstan'a girip savaşa sebep olmadı. Rus ordusunun Dağıstan'a girişi 9 Ağustos, Basayev'in müdahalesi 17 Ağustos'tur.
Çeçenistan mücadelesini rotasından saptırmak isteyen Ruslar, bütün dünyayı dezenformasyona tabi tutarak Çeçen direnişini "terör", Çeçen savaşçılarını da "terörist" olarak tanıtıp ifsat ettiler. Direnişin efsanevi önderi Şamil Basayev'i "baş terörist" ilan ederek bütün dünyanın gözünde onu suçlu ilan ettiler.
Bağımsızlık savaşçısı Şamil Basayev'i durdurmak isteyen Ruslar, bir gece içinde ailesinden 11 kişiyi çoluk çocuk demeden katlettiler. Yakınlarına ve akrabalarına akla hayale gelmeyen işkenceler uyguladılar.
Basayev, bütün bunlara karşılık davasından vazgeçmedi . Savaşın içinde zaman zaman Rusları dehşete düşüren eylemler planladı.
İnguşetya Operasyonu, Moskova tiyatro baskını, Beslan okul baskını vs. Şamil Basyev'in üslendiği olaylar oldu.
Dudayev, Yandarbiyev, Mashadov ve Sadullayev gibi dört devlet başkanını cephede şehit veren Çeçen direnişinde hayatta kalması, ölmemesi Basayev için işbirlikçi ajan gibi suçlamaların yapılmasına bile sebep oldu.
Basayev, kendi metodları ile Ruslara karşı mücadeleye devam etti.
Basayev, zaten yaşarken zoru yani ölümü tercih etmişti. Onun yolu ya özgürlük ya da ölümdü. Makina mühendisi olarak ya da özel istidadına dayanarak, bir Çeçen mafyası kurup Rusya'nın sayılı zenginleri arasına katılıp servet üstüne servet yapmak varken o özgürlük savaşçısı olmayı tercih etti.
Rusların onun hakkında verdikleri hüküm ve tanımlamalarla hiç ilgilenmedi. O, bildiği yoldan bir milim bile sapmadan yürüdü ve yürüdü.
Basayev de bağımsızlığı göremeden dünyadan göçen birçok bağımsızlık savaşçısı gibi terörist olarak tanımlanarak, tarihte yerini aldı.
Küfre ve zulme boyun eğmemek…
İşgale karşı direnmek…
Adalet ve özgürlük…
Yiğitlik, cesaret ve kahramanlık gibi üstün İslâmî değerlerin sembolü olan Büyük komutana selâm olsun…
Şamil Basayev’in İslâm’a ve insanlığa bıraktığı büyük miras çoğalacak, büyüyecek ve bir gün mutlaka zaferle taçlanacak!
‘Yaşanmaya değer hayatı’, yaşayarak örnekleştiren o efsanevî savaşçının, alnında İBDA Selâmı ile, büyük kahramanlıklar ve büyük zaferlerden sonra, mütevâzi bir hüzünle gülümseyen yüzü; hiç silinmeyecek tarihin hafızasından ve Müslümanların yüreğinden…
..
* Savaşa karşıyım ama haksızlığa karşı savaşmak karakterimdir.
* Daima savaşacak kadar genç, ölecek kadar yaşlıyız.
*Şehadete güle güle giden insanlara karşı ölüm;ancak bir su tabancası kadar tehdit unsuru olabilir.
* Bize hala terörist diyen dünyanın yüzüne tükürmek istiyorum.
* Bir dava, uğrunda ölünecek kadar değerli değil ise, uğrunda yaşanacak kadar da değerli değildir!
* Bacısı bir kafir tarafından tecavüze uğramamış, evladı kafir tarafından gırtlağı kesilmemiş bir kişi Cihad’ı anlamaz hayatı çiçek böcek dağıtmakla geçer. Cihad içinde geçen bir hayat, kölelikten çok daha iyidir.
* Ne zaman öleceğimiz önemli değildir. Önemli olan nasıl öleceğimizdir, bize düşen şerefimizle ölmektir.
* O gün 300 Rus askeri öldürdük. 3 helikopter düşürdüm. Onlar bize saldırdıklarında ilk olarak hastahaneleri, doğum evlerini, petrol kuyularını vuruyorlardı. Biz zorunlu olduğumuz için hastahaneye girdik. Onlar burada gelip yaşlıları çoluk çocuğu öldürürlerken dünya neredeydi? Onlara niye terörist demediler? Bugün insanların bana terörist demeleri umurumda değil. Benim ne yaptığımı Allah biliyor. Ben halkım için savaşıyorum. İnsanların ne düşündükleri umurumda değil.
Hiç yorum yok