Kösedağ Savaşı-3 Temmuz 1243
Kösedağ Savaşı
3 Temmuz 1243 (14 Muharrem 641) Cuma günü, Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhusrev’in (1223-1246) ordusu ile, Baycu Noyan’ın komutasındaki Moğol ordusunun Kösedağ’daki savaşı sonunda, Selçuklu ordusu bozguna uğradı ve Anadolu Selçuklu Devleti Mogolların hakimiyetine girdi.
Anadolu Selçuklu Devleti'nin güçlü hükümdarı Alâeddin Keykubad'dan Moğollar çekiniyorlar, bu sebeple Anadolu'ya saldıramıyorlardı. Alâeddin Keykubad'ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında çıkan Babai ayaklanması'nın güçlükle bastırılmasından ve Selçuklu Ordusunun bu isyan sonucunda oldukça yıpranmasından cesaretlendiler. Anadolu içlerine doğru seferler düzenlemek için, İran'daki Moğol orduları başkumandanlığına Baycu Noyan getirildi. Kafkasya'daki Gürcü ve Ermeni kuvvetlerinden de yardım alan Baycu Noyan, Anadolu Selçukluları üzerine saldırmak üzere fırsat kolladı. Baba İshak İsyanından ve Gıyâseddin Keyhüsrev'in tecrübesizliğinden faydalanarak, 1242 senesinde Erzurum’a saldırdı. Korkunç zulümler ve katliamlar yaparak, Müslümanların mallarını yağmalattı. Bu haberi alan genç ve tecrübesiz Sultan Gıyâseddin Keyhüsrev 80,000 kişilik ordusuyla Sivas'ta ordugâh kurup beklemeye başladı. Sultanın Sivas'ta olduğunu haber alan Baycu Noyan, buraya hareket etti.
Moğol askerlerinin Sivas'a hareket ettiklerini haber alan Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev, kumandanlarıyla istişare etti. Tecrübeli kumandanlar sultana silah ve erzakla dolu olan Sivas’ta kalmasını burada tertibat alıp, yorgun düşen Moğollara karşı harp edilmesini söylediler. Devletin ileri kademesinde bulunan, fakat tecrübesiz ve harpten anlamayan bazı kimselerin teşvik ve tahriklerine kapılan genç sultan harekete geçti. Sivas’ın seksen kilometre kadar doğusunda bulunan Kösedağ mevkiinde suyu ve otlağı bol olan bir yeri seçerek ordugâh kurdu. Burası askerî bakımdan müdafaası kolay, Moğolların tecavüzüne imkân vermeyen bir araziydi.
1243 yılının temmuz başında 50 bin kişilik bir süvari ordusuyla Sivas dolaylarına ilerleyen II. Gıyaseddin Keyhusrev, komşu devletlerden takviye askeri birliklerin gelmesini beklemeden Moğol kuvvetlerine saldırmaya karar vermiştir. Moğol kuvvetleri konusunda Sultan’a ulaşan bilgi, 40 bin dolayında bir kuvvet olduğu yolundadır, Sultan bu yüzden zaman yitirmeden saldırmanın avantajlı olacağına karar vermiştir. Gerçekte Moğol ordusu, aldığı takviyelerle 60 bin mevcutlu bir güç haline gelmişti.
Sivas’ın Zara ilçesinin kuzeyindeki Kösedağ dolaylarında gerçekleşen savaş, Selçuklu ordusunun dağılmasıyla sonuçlanmıştır.
Bu zaferlerinin ardından Moğol ordusu Sivas ve Kayseri’ye yönelmiştir. Sivas şehri direnmeden teslim olduğundan Erzurum’da olduğu gibi katliam yapılmamış, fakat kent üç gün süreyle yağmalanmıştır. Kayseri ise iki haftalık direnmenin ardından düşmüştür.
Kayseri’nin düşmesinden sonra Moğol ordusu, Azerbaycan’daki Batı Moğol Orduları karargahına dönmüştür.
Türk tarihinde benzeri görülmemiş olan Kösedağ Bozgunu, genç ve savaş tecrübesi olmayan Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in fevrî hareketleri neticesinde ortaya çıkmıştır. Moğollar, Kösedağ Bozgunundan sonra Anadolu'yu kolayca istila etmişler, şehirleri yağmalayıp, Müslüman halkı sivil-asker, kadın-çocuk demeden katletmişlerdir. Bu mağlûbiyet neticesinde Selçuklular Moğollara vergi vermeyi kabul etmişler, iki yüz yıllık Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılış süreci başlamıştır.
Hiç yorum yok