POLİTİK TELEGRAM
POLİTİK
TELEGRAM
İBDA
Külliyâtında çok sık geçen Hz. Ali’ye ait bir söz;
“Hakikate
bak, söyleyene değil”
Yani, hakikat kişilerle değil, kişiler hakikatle bilinir. Hakikat, her yerde
hakikattir. Hakikati kişilere nispet etmek, onu kişilerle kaim hale getirme
yanlışlığını doğurur. O yüzden bir meseleyi söyleyenden ziyade söylenilen söze
dikkat etmek gerekir.
Bu günlük kısır siyasi çekişmelerde de böyledir. Doğru bir söz, doğru bir ifade kimden gelirse gelsin veya kim söylerse söylesin doğru doğrudur, hakikat hakikattir…
Bu günlük kısır siyasi çekişmelerde de böyledir. Doğru bir söz, doğru bir ifade kimden gelirse gelsin veya kim söylerse söylesin doğru doğrudur, hakikat hakikattir…
Özellikle bugünlerde çok ihtiyacımız olan bir şey.
Takım tutar gibi, parti davası güdenler, doğru, hakikat olan bir söz karşı
taraftan gelirse hemen itiraza kalkıyorlar…
Veya tam tersi durum; yanlış olan bir söz veya fiil
bağlısı bulundukları cemaat, parti veya dernekten gelirse, ya görmezden
geliyorlar veyahut tevil yoluna gidiyorlar…
Zırva tevil götürmez. En son Egemen Bağış olayında
görülen olay… Eğer aynı ifadeleri, karşı taraftan birileri söylemiş olsa idi,
siz o zaman görün gazete manşetlerini, köşe yazılarını… Hazır seçim de var, vur
vurabildiğin kadar.
Buna benzer örnekler çok. Bu olaylar ile ilgili Akit
gazetesi yazarı Faruk Köse 24 Mart günü yazdığı “Politik Telegram ve Kitlesel
Beyin Ölümü!” yazısında bir örnek vermiş:
“Güncel kavganın “Cemaat” tarafında olduğu anlaşılan
bir vatandaş, Twitter’dan şöyle bir mesaj paylaşıyor: “Melih Gökçek dahil
etrafında hiçbir AKP’li çocuklarını, torunlarını okullardan almıyor. Her gün
sorup çıldırıyorsun. Kaybedenlerdensin.” Şimdi dikkat edin! Kavganın Parti
tarafında olduğu anlaşılan başka bir “başörtülü hanım” vatandaşın bu mesaja
verdiği cevaba bakın: “Bizi başbakanımızdan soğutamazsınız. Başbakanım istesin
kocamı bile boşarım. Biz gönülden bağlıyız, siz bunu anlayamazsınız.”
Ve toplumda oluşan bu akıl tutulmasını, “Politik
telegram” olarak tarif etmiş…
Evet “politik telegram” ifadesini kullanarak neyi
amaçladı bilmiyoruz ama hüsn-ü zanda bulunarak telegramı hiç bilmediğini varsayıyoruz.
Aksi bir durum telegram mevzusunu sulandırmak, içini boşaltmak gibi sonuçları
da beraberinde getirir ki bu daha vahim bir durum.
Birincisi;
Yazıda telegram ile ilgili;
“Telegram, modern psikiyatrinin kullandığı bir
yöntem. Ancak Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın dediğine göre istihbarat örgütlerince
de kullanılıyor, konuyor: “Bu teknik, beynin uyarılarını değiştirmeye yönelik
bir çalışma olduğu için, istihbarat örgütlerinin de ilgisini çekiyor. “Uzaktan
focusla elektromanyetik uyarı göndererek kişide farklı şuur oluşturulabilinir
mi, ona istediğimiz şeyleri yaptırtabilir, söyletebilir miyiz?” tarzında
çalışmalar yapılıyor. Tedavide 30-40 elektrotluk beyin elektrotları kullanarak
beyin ölçümleri yapıyoruz. İstihbari araştırmalarda ise 256 elektrotluk beyin
dalgaları kullanılıyor.” Demiş…
Telegram ile ilgili bir şey öğreneceksen; “telegram”
ismini bile ilk defa Türkiye’ye tanıtan Salih Mirzabeyoğlu’na müracaat
edeceksin. O kullandığın kavram dahi O’nun…
Telegram, tabii ki biz de Salih Mirzabeyoğlu’nun
eserlerinden takip ettiğimiz kadar bildiğimiz bir mevzuu. Konu hakkında uzman
değiliz. Ama İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun ifade ettiği şekli ile beyin
kontrolünün “alet” ile yapılan şekli…
Acaba “politik telegram” yapmak için nasıl bir alet
kullanılıyor?
Hem daha şahıslara yapılan telegram için kullanılan
alet hakkında malumat sahibi değilken…
Siz bu durumu ifade etmek için birçok kavram
bulabilirdiniz. “Akıl tutulması”, “İdraklerin iğdiş olması” gibi daha başka
ifadeler…
Gerçekten de yaşadığımız durum tam bir akıl
tutulması ve bunu en iyi ifade edebilecek kelime de herhalde bu…
İbda Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun; “Kemalizmin asıl
buğz edilmesi gereken yönü idrakleri iğdiş etmesidir.” sözü, bunun ifadecisi…
İğdiş edilmiş ve edilmeye devam eden bir idrakten,
hak adına, hakkaniyet adına ne beklenebilir ki?
Bugün geldiğimiz durum Üstad’ın dediği; “Bir mucize;
ama O’nun nurundan ayrılmanın, O’na bağlanmışken geri dönmenin ne demek
olduğunu gösteren tersine bir mucize!”
Bakın bu halimizi, anlatan bir çok ifade varken
niçin “politik telegram” diye bir ifade kullanıldı, biz de çok merak ettik.
Yazarı tanıyan biri varsa, sorup öğrenirse çok memnun oluruz…
Hiç yorum yok