ALLAH İÇİN TİCARET

 

ALLAH İÇİN TİCARET 

Gökteki yıldızlar​ yön bulmak içindir,

Karanlık gecede yolcuya ümittir.

Resûl verdi misâli sahabe için,

O dedi ki; "İstediğinizi seçin!"

İşte bir tablo çağları aşan, bize,

Yolumuzda ışık, rehber hepimize.

Ebu Dahdah, Medine'de bir sahabi,

Cennet için atardı O'nun hep kalbi.

Nazil olmuştu "Allah'a borç" ayeti,

Duyar duymaz hemen yaptı ticareti.

O'nun çok güzel bir hurmalığı vardı,

Gelip geçenler hep hayran kalırlardı.

Sıcak yaz günü gölgelik sahibine,

Hem doyum olmazdı​ onun mahsulüne.

Medine'de var idi çok fakir biri,

Bir de komşusu vardı cimri mi cimri.

Cimrinin hurma ağacının dalları,

Fakir komşunun bahçesine sarkardı.

Kimseleri yaklaştırmaz o ağaca,

Yere düşeni de alırdı hızlıca.

Komşusunun çocuğu yese hurmayı, 

Boğazlarından çıkarırdı lokmayı.

Olayı duyan iki cihan sultanı, 

Cennet karşılığı ister ağacını. 

Cimri komşu ise teklifi reddeder,

Peygamberi bu hareketi çok üzer.

Bunu gören Ebu Dahdah hemen koşar,

Ağaç sahibine teklifini yapar.

"Kırk hurma ağacı o bir ağaç için,

Senin olsun, cennette bir ağaç için!"

Cimri duyunca teklifi kabul eder,

Ebu Dahdah'sa hemen Resul'e gider.

"Cennette verilecek bir ağaç için,

Feda olsun Ya Nebi hepsi bahçemin!"

Bunu duyunca Resul çok mutlu oldu,

Gül yüzü mutluluktan huzurla doldu.

Ebu Dahdah'ın hanımı bahçedeydi,

Kocası gelip hemen müjdeyi verdi.

"Ey Ümmü Dahdah hemen çık bu bahçeden,

Sattım bahçeyi bir ağaca cennetden"

Bunu duyan Ümmü Dahdah kocasına;

"Vallahi kârlı ticaret denir buna!"

İkisi beraber çıkar hurmalıktan,

Neredeyse uçacaklar mutluluktan.

Hakkı Aka