Bugün 23 Nisan Hüzün Doluyor İnsan




Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap; 
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.
Necip Fazıl Kısakürek


Evet, yanlışlık yok…
Hani çocukluğumuzda, işkence halini alan 23 Nisan kutlamalarında ezberletilen;
“Bugün 23 Nisan
Neşe doluyor insan!”
Dizelerinde, “Mutlu ol, neşeli ol, bu bir emirdir” zorlaması geliyor aklımıza…
O günlerde sadece bize işkence gibi gelen o törenleri biliyorduk.
Sonrasında büyüyünce öğrendik ki; Müslüman Anadolu’nun ruh köküne kezzap suyu dökülmesini kutluyormuşuz…
Bir milletin, dini, dili, kültürü velhasıl özü ile irtibatını koparan Kemalizm, bu da yetmezmiş gibi bütün bunları insanımıza “bayram” olarak dayatıyordu.
“Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”
Din, dil, kültür, tarih birliğinin temsilcisi olan “Millet” kavramı yerine, uydurukça “Ulus”, kelimesini kullanarak, bu bağları tamamen zihinlerden silmek istiyorlardı.
Sözde ulusa verilen egemenlik, Kemalist diktanın laf oyunundan başka bir şey değildi.
İlk önce şu “Atatürk 23 Nisan’ı çocuklara armağan etti” safsatasını ele alalım.
23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM açılmıştı ve birinci Meclis olarak anılacak olan bu meclisin büyük çoğunluğu Hilafet taraftarıydı. Zamanla bütün o hilafet ve saltanat taraftarları ya suikast veyahut baskı ile yok edilmişti.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın ortaya çıkışında 3 ayrı bayramın payı vardır. Çocuk Bayramı tamamen ayrı bir kavram olarak gelişirken, Ulusal Egemenlik ve 23 Nisan Bayramları baştan ayrı bayramlarken, birleşmişler; en son da onlara Çocuk Bayramı katılmıştır.
Hâkimiyet-i Milliye
“23 Nisan”, 1921’de çıkarılan 23 Nisan’ın Milli Bayram Addine Dair Kanun ile, Türkiye’nin ilk ulusal bayramı olmuştur. İlk kez ortaya çıkan bu bayramda ne ulusal egemenlikten ne de çocuklardan söz edilmekteydi.
Zaten daha o yıllarda Osmanlı saltanatı hala kanunen hüküm sürmekteydi. 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla 1 Kasım, Hakimiyet-i Milliye Bayramı (Ulusal Egemenlik Bayramı) olarak kabul edilmiştir.
Daha sonraki yıllarda, TBMM’nin açılış tarihi olan 23 Nisan “Milli Hakimiyet Bayramı” olarak kutlamış ve bu durum 1 Kasım’ın uzun vadede bayram olarak unutulmasına neden olmuştur.
1935’te bayramlar ve tatil günleriyle ilgili kanun değiştirilmiş ve “23 Nisan Millî Bayramı”nın adı “Millî Hakimiyet Bayramı” haline getirilmiş, böylece 1 Kasım Hakimiyet-i Millîye Bayramı ile 23 Nisan Millî Bayramı birleştirilmiştir.
Çocuk Bayramı adı
23 Nisan’ın Çocuk Bayramı oluşu yine TBMM’nin açılışıyla ilişkili olmasına rağmen, tamamen ayrı bir bayram olarak gelişmiş ve 1981 yılına kadar da öyle devam etmiştir.
1978’de Meclis Başkanlığı’nın izniyle meclisteki törenlere çocukların da katılması sağlandı. 1979’da bu uygulama Ankara ilkokullarından gelen çocuklarla düzenli olarak başlatıldı, 1980’de de bütün illerden gelen çocuklarla “Çocuk Parlamentosu” oluşturuldu.
1979 yılının UNESCO tarafından Dünya Çocuk Yılı olarak duyurulması üzerine, TRT tarafından dünyanın bütün çocuklarını kucaklamayı amaçlayan bir proje hazırlandı ve 1979 yılından itibaren TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği adıyla uygulamaya kondu.
Bayramın en son şeklini alışı ise 1981’de gerçekleşmiştir.
Darbe döneminde Milli Güvenlik Konseyi bayramlar ve tatillerle ilgili kanunda yaptığı değişiklikle o güne kadar kanunen adı konmamış bir şekilde kutlanan bayrama “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını vermiştir
Çocuklara armağan eden filan yok yani. Bu da sonradan uydurulan safsatalardan birisi…
Sözde çocuklara bayram armağan eden Kemalizmin yine ilk devirde nasıl çocuk katlettiğini veya çocukları annesiz-babasız bıraktığını tarihi belgelerde bulabilirsiniz…
“Hozat`ın Dolantanır köyünden Veli isminde bir genç, Elâzığ Muallim Mektebinde okuduktan sonra öğretmen olarak Trakya`ya gönderilmiş, orada evlenmiş, 3 çocuk sahibi olmuş ve tam da Dersim hareketi başlamak üzereyken, karısı ve çocuklarıyle, yaz tatilini geçirmek üzere köyüne gitmiştir.
Genç muallimin köyü, erkekli ve kadınlı, çocuklu ve ihtiyarlı doğranırken, kendisi, karısı ve çocukları da aynı âkıbete mahkûm edilmiş ve cesetleri yakılmıştır.” Necip Fazıl Kısakürek (http://vadetamam.net/2014/05/dersim-katliami-necip-fazil-kisakurek.html )
“Bir Komünistin kitabından, diyor ki: ”Yazık oldu Konyalılara, (20 yıllarındaki nüfusunu düşünün)  bir tek Bozkır’da 780 kişi idam edildi” diyor.
TBMM Arşivi Konya İstiklal Mahkemeleri T14 No5 Zarf48
Bozkırın nüfusu o tarihte köyleriyle birlikte bütün erkeklerinin idam edildiğini gösterir. Konya merkezinde 2300 kişi anında tutuklanmış, 805 kişi 3 gün içerisinde sırayla idam edilmiştir.1495 kişide tutuklamalarla kürek, kala, bende ve ömür boyu gibi çeşitli cezalar ile cezalandırılmıştır.
Müslüman Anadolu ahalisi savaşlarda verdiği can kaybından daha fazlasını Kemalist dikta zamanında verirken, bütün bunları da Müslüman Anadolu’ya bayram olarak kutlattırırlar…
Şimdi sizi de bir hüzün kapladı mı?
23 Nisan denince aklınıza, darağaçlarında sallandırılan, İskilipli Atıflar, Şeyh Saidler, Erbilli Es’ad Efendiler gelmiyor mu?
Tarihi, dini, kültürü, dili katledilen, cihan hâkimliğinden üçüncü sınıf müstemlekeliğe düşürülen bir millet gelmiyor mu aklınıza?
“Bugün 23 Nisan
Hüzün doluyor insan”

Hiç yorum yok

Öne Çıkan Yayın

İBDA ve İBDA-C Nedir?

İBDA-C’nin daha iyi anlaşılması için İBDA'nın kısaca tarif ve izahını yapmak istiyoruz… Kumandanımız Salih Mirzabeyoğlu’nun "...

İzleyiciler

Popüler Yayınlar

Tema resimleri duncan1890 tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.