İSTİKBALİMİZİN EMNİYETİ VE İSTİKLALİMİZİN KORUNMASI
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN
Dinî hayatımızın sıhhat ve selâmeti, kuvvet ve salâbeti, şahıslarımızın ve milletimizin izzet ve itibarı büyük ölçüde "hürriyet"e bağlıdır. Hür olmayınca, çeşitli baskı, entrika ve mel'anetlerle ibadetlerimiz engellenir; inancımıza abuk sabuk müdahaleler yapılır; camilerimiz yakılıp yıkılır; dindaşlarımız itilir kakılır, hapse atılır hattâ asılıp, kesilip, öldürülür. Bunun dünyanın her yerinde her gün yüzlerce, binlerce misâlini görmekte ve ümmet olarak çok acı çekmekteyiz.
Onun için hürriyetlerimizi hiç bir şekilde feda etmez, haklarımızdan aslâ tâviz vermeyiz. Fakir, konforsuz olabiliriz, yoksulluk ve mahrumiyetlere katlanabiliriz; zorluk ve meşakkatleri yüklenir, çeşitli sıkıntı ve zorlukları göğüsler uzun zaman sabr edebiliriz ama, boyunduruğa, hürriyetsizliğe, esarete, köleliğe, horluk ve hakarate kat'iyyen rızamız ve tahammülümüz yoktur. Hür doğduk, hür yaşayacak ve hür olarak öleceğiz inşaallah! Bu konuda korkunç bir hırsımız, engin bir azmimiz var.
Önümüzde zor günler, üstümüzde kara bulutlar, çevremizde azılı düşmanlar ve hattâ içimizde kapkara hainler, mosmor nankörler ve kıpkızıl ajanlar görülüyor. Kafaları şeytanlık, kalpleri kin, gözleri kan dolu... Ellerinde modern araç, gereç ve silâhlar; arkalarında iki yüzlü kalleş ve fettan müttefikler..... Ama bizim de aziz ve zü'ntikam olan Allah'ımız var --celle celâlüh ve azze şe'nüh-- O, ne iyi bir mevlâ, ne iyi dost, ne iyi yardımcı! Bu ecdad yâdigârı vatanı ne yabancılara sattırır, ne düşmanlara kaptırır, ne de gafil ve cahillere böldürürüz. Bunlara teşebbüs edenlerden, yakın bir gelecekte kesin olarak hesap da soracak, onları ve yardakçılarını bir gün yaptıklarına pişman duruma getireceğiz, --Allah'ın avni, izni, nusreti ve ruhsatıyla-- inşaallah!
Önümüzde büyük sosyal ve kültürel güçlükler vardır; bu milletin bir tarih boyu kardeşçe beraber yaşamış, beraber gülmüş ağlamış evlatları, parça parça, bölük bölük bölünmüş, birbirine hasım, rakîb ve düşman haline getirilmişler, öz benlik ve kültürlerinden koparılmış birbirlerine yabancılaştırılmışlar, boş ve bâtıl, sakat ve yabancı fikir, ideal ve ideolojilere bulaştırılmışlar. Biz sür'atle bu düşmanlıkları tedavi edecek, şaşıranlara doğru yolu gösterecek; insanımızı gerçek ve asîl idealler etrafında toplayacak, milletimize ve ümmetimize faydalı istikamette yönlendirecek, sevgi ve saygı dolu, şevk ve enerji yüklü bir toplum haline getirecek çalışmalar yapmak zorundayız. Bunu âcilen başarmak gerekiyor ve tüm istikbal ve istiklâlimiz buna bağlı görünüyor.
Önümüzde milletçe büyük malî darboğazlar ve ekonomik güçlükler de vardır. Mutlaka ve muhakkak, fert ve cemiyet olarak daha çok üreten, daha çok kazanan, ama tasarrufa a'zamî dikkat ve riayet göstererek, daha az harcayan, israftan şiddetle kaçan ve yatırım yapan kişiler haline gelmeliyiz.
Önümüzde ciddî savaş tehlikeleri vardır, içimizde ilân edilmemiş bir iç savaş zaten cereyan etmektedir. Gazetelerde yazıldığı gibi, terörist ve anarşistleri, katil ve hainleri himaye eden, destekleyen ve besleyen zâlimler aramıza bile yerleşmiş, resmî dairelere girmiş, meclise ve güvenlik kuvvetleri içine sızmıştır. Türkiye dört bir yanından birdenbire hücuma uğrayabilir, Bosna-Hersek durumuna düşürülebilir. Onun için gözümüzü açmak, millî mânevî, sivil ve askerî her türlü güç ve kuvvetlerimizi, en yüksek kalite seviyesine çıkarmalı; yemeyip, içmeyip fert ve millet olarak çok etkili savunma silâhları edinmeli, hattâ atom bombası bile yapmalıyız. (Çünkü yetkililer bunun sadece finans meselesi olduğunu söylüyorlardı.)
Hülâsa olarak ve müşahhaslaştırarak söylemem gerekirse:
1. Aralarınızdaki yersiz dargınlık, rekabet ve husû-metleri terk edip derhal birleşin!
2. Her türlü hak ve hürriyetlerinizi korumada çok dikkatli ve titiz olun, birbirinizle işbirlği
yapın ve sür'atle teşkilâtlanın!
3. Yabancı ve düşman malı ve üretimi kullanmamaya çok dikkat edin! Kendi üretimlerimizi arayıp bulun!
4. Döviz yerine mutlaka "Altın, gümüş" kullanın!
5. Faize aslâ tamah edip bulaşmayın!
6. Harcamalarınızda tasarruf yaparak a'zamî tasarruf sağlayın!
7. Tasarruflarınızı birleştirip büyük kuruluşlar teşkil edin!
8. Malî ve meslekî çalışmalarınızı savaş şartlarına göre ayarlayıp düzenleyin!
9. Şahsî, ailevî, mıntıkavî, beldevî, millî, beynel-milel her türlü savunma hazırlıklarını tamamlayın!
Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi dünyada, ahirette üzerimize olsun!..
(Kadın ve Aile dergisi, 15 Ağustos 1993)
Hiç yorum yok