Tunus'un İşgali-12 Mayıs 1881
Osmanlı Devleti'ne bağlı olarak beyler tarafından idare edilen Tunus'ta, hem Fransızların, hem İtalyanların hem de İngilizlerin gözü vardı. Kuzey Afrika'daki sömürge hareketleri açısından Cezayir ve Tunus önemli bir konumda idi...
Tunus'ta gerçekleştirilen ilk İslâm fethi 648'de Abdullah bin Ebi Sarh komutasındaki İslâm ordularının gerçekleştirmiş olduğu fetihtir. Bunun arkasından birbirini izleyen fetihlerle Tunus'un tamamı İslâm devletine bağlandı. Bölgenin İslâm devleti topraklarına katılmasından sonra yerli halk kısa sürede Müslüman oldu ve yedinci yüzyılda Tunus halkının tamamı İslâm'a girdi. Tunus fethedildikten sonra hilafete bağlı İfrikiyye eyaletinin bir parçası olmuştur. Bu eyaletin idare merkezi de Tunus'taydı. 800 yılında Tunus'ta yine hilafete bağlı Aglebiler yönetimi kuruldu. Aglebiler özerk bir statüye sahiptiler ve Tunus'un yani sıra Libya ve Sicilya'da da saltanat sürmüşlerdir.
Aglebiler saltanatı 910'a kadar sürdü. Bu tarihten sonra Tunus topraklarına Fatimiler hükmetmeye başladılar. Fatimîlerin yöneticileri kendilerinin Hz. Ali (r.a.) soyundan geldiklerini ileri sürüyor ve Şii inançlarını savunuyorlardı. Fatimiler daha sonra sınırlarını genişleterek bugünkü Mısır topraklarını da ele geçirdiler. 972 yılında Fatimîler başkentlerini Kahire'ye naklederek Tunus'u da içine alan İfrikiyye eyaletinin yönetimini Zirilere verdiler. Ziriler Fatimîlere bağlı bir özerk yönetimdi.
Ziriler başlangıçta bütün Kuzey Afrika'da hüküm sürdüler. Ancak zamanla bu toprakların önemli bir kıismını kaybettiler ve ellerinde sadece Tunus kaldı. Ziriler 1051'de Fatimîlerle bağlantılarını kopararak bağımsız oldular. Ancak sonraları Fatimîler bu yönetim üzerindeki nüfuzlarını sürdürmüşlerdir. Zirilerin Şiilikten çıkarak Sünniliği benimsemeleri üzerine Fatimîler onların yönetimi altındaki topraklarda Beni Hilal isyanları çıkardılar. Bu isyanda çok sayıda şehir tahrip edilmiştir. Zirilerin Tunus üzerindeki saltanatları 1148'e kadar sürdü. Bu tarihte bölge üzerinde Muvahhidler nüfuz sahibi oldular. Muvahhidler, Tunus'u Hafsilerin yönetiminde kendilerine bağlı bir eyalet haline getirdiler. Muvahhidlerin dağılmasından sonra da Hafsiler bu ülkede bağımsız bir yönetim kurdular. Hafsilerin yönetimi 1574'e kadar sürdü.
Barbaros Hayreddin Paşa ve Turgut Reis 1556’da Gafsa’yı, 1558’de Kayrevan’ı ele geçirdiler. Tunus’un doğu ve güney sahilleri Türklerin eline geçti. Cerbe Adası deniz üssü olarak kullanıldı. Barbaros Hayreddin Paşa, İspanya’daki Endülüslü Müslümanlardan 100.000 kadarını kurtararak Kuzey Arfika’ya getirdi. Nihayet 1574’te Uluç Ali Reis ile Sinan Paşa, Tunus şehrini (Halkul-Vad Kalesini), ele geçirmek suretiyle bütün Tunus, Osmanlı İmparatorluğunun bir eyaleti haline geldi.
Osmanlı Devleti zamanında Tunus, önceleri Yeniçerilerin desteklediği bir Dayı vasıtasıyla, daha sonra da bir Bey vasıtasıyla yönetilmeye başlandı. İlk beylik sülalesi Birinci Murad Bey tarafından kurulan Muradi sülalesidir (1612-1631). 1710’dan sonra Beyler, irsi yoldan tahta çıktılar. Bu arada Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya Tunus’ta ekonomik faaliyetlerde bulunmaya başladılar. Fransa 1830’da Cezayir’i işgal ettikten sonra, Tunus ile daha fazla ilgilenmeye başladı.
Bu sıralarda Osmanlı İmparatorluğu kendi başındaki birçok meseleler yüzünden Tunus’a daha fazla yardım edemedi. 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı da bunu önledi. Tunus’ta Fransa, İngiltere ve İtalya’nın gözü ve çıkarları vardı. 1878’de Kıbrıs’ı elde eden İngiltere, Fransa’nın Tunus’taki özel imtiyazlarını tanıdı. Fransa, bazı Tunuslu aşiretlerin (Krumirlerin) Cezayir topraklarına yaptıkları akınları ve bazı toprak taleplerini bahane ederek 1881 yılında Tunus’a asker çıkardı.
12 Mayıs 1881’de yapılan Bardo Antlaşmasıyla; Tunus Beyi, dış hükümranlığı, siyasi ve ordu işlerini bir Fransız Genel Valisine bırakıyordu. Tunus’un Muher ve güney kesiminde başlayan ayaklanmalar güçlükle bastırıldı. Vali Paul Cambon, yeni bey Ali bin Hüseyin’e (1882-1902) Marsa Sözleşmesini kabul ettirince (1883), Fransız himayesi resmen kurulmuş oldu.
12 Mayıs 1881'de Tunus, Fransız sömürgeciler tarafından işgal edildi. Bundan sonra Fransızlar ülkeye "yüksek komiser" dedikleri genel vali tayin ederek yönetmeye başladılar. Öte yandan Beyler'in yönetimi de sembolik bir şekilde sürüyordu. Fransızlar işgal ettikleri bütün diğer ülkelerde başvurdukları zulüm uygulamalarına burada da başvurdular. Bu zulme karşı bağımsızlık yanlısı örgütlenmeler ve bazı ayaklanmalar oldu. Ancak bütün bu ayaklanmalar insafsızca ve kanlı bir şekilde bastırıldı.
Bütün bu olanları Osmanlı İmparatorluğu protesto ederek kabul etmediğini bildirdi. Resmi padişah fermanlarında Tunus Osmanlı eyaleti olarak zikredilmeye devam etti. Fransız himaye rejimi Tunus’un bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etti (1956). Tunus’taki Fransız idaresi 78 yıl sürdü.
Hiç yorum yok