Şahkulu isyanı ve Karagöz Ahmet Paşa
Osmanlı'da Şeyh Bedrettin ayaklanmasından sonra görülen ikinci mezhebî kaynaklı ayaklanma...
Safevilerin kışkırtması en önemli sebeblerden...
Anadolu'ya gelen daîler büyük bir şii propagandası yapıyordu ve Osmanlı'daki taht kavgalarının da hızlandığı bir zaman dilimi.
Şahkulu Baba Tekeli'nin kendini halife zannetmesi, Anadolu'da şii yayılmacılığı ve buna benzer sebebler...
Şah Kulu Baba Tekeli, Antalya(Teke) Korkuteli Yalımlı köy halkındandı.
Gerek babası Hasan Halife ve gerekse Şah Kulu Antalya taraflarında kendi köyü civarında bir mağarada ibadetle meşgul olarak büyük şöhret kazanmışlardı.Özellikle Şah Kulu büyük veli olarak görülüyordu. Bu dünya gailesinden uzak, mübarek görülen zata halk muhabbet besliyor, hürmet ediyordu.
Hatta bunların zühd ve takvâsı Sultan Beyazıt’a kadar duyurulduğundan duasını almak için bunlara her sene altı, yedi bin akçe yollardı. Ayrıca insanlar da yardımlarını vererek destek olurlardı.
Şah Kulu bu şekilde giderek taraftarlarını artırmaya başladı. Bir yandan da grubun maddi gücü çoğalıyordu.
Fakat Şah Kulu bu nüfusunu Şah İsmail’e halkı gizlice biat ettirmeye davette kullanıyordu.Kendisi Osmanlı İmparatorluğu içinde faaliyet gösterse ve öyle görünse de gerçekte Şah İsmail ve Safeviler hesabına çalışıyordu. Aslında ise kendisinin halife olduğuna inanmıştı ve Şah İsmail’in de desteğini alarak Osmanlı’yı ele geçireceğini düşünmüştü. Bunda da Osmanlı’nın kendi emrine verileceği şeklinde gördüğü bir takım rüyaların etkisi vardı. Sadece Antalya yöresinde değil Rumeli dahil bütün Osmanlı topraklarında faaliyet gösteriyor, taraftar topluyordu. Yine yeniçeri içine el atmıştı. Hatta Yavuz Selim’in yeğeni Murad, Şiiliği kabul ederek Şah İsmail’in yanına kaçmıştı.
Şahkulu Anadolu’daki Alevî Türkmenlerin ezildiğini, bu yüzden Osmanlı yerine Safevî Devleti’nin yönetimine girilmeyi önermişti. Şah İsmail'den gelen destekle de yanında topladığı adamlarla faaliyete başladı. Bu sırada Osmanlı tahtında olaylar büyümekteydi. Şehzade Ahmet ile Şehzade Selim arasında yaşanan gerilime Şehzade Korkut da dahil olmuştu. Şehzade Korkut bulunduğu Manisa sancakbeyliğinden topladığı kuvvetlerle İstanbul’a hareket etti.
Şahkulu, Şehzade Korkut’un gitmesi üzerine padişah II. Bayezid’in öldüğünü sanıp topladığı 10.000 civarında adamla ayaklandı. İsyancılar sırasıyla Antalya, Mersin, Adana, Denizli, Manisa bölgesini ele geçirdi. Manisa’dan ayrılmış olan Şehzade Korkut’un hazinesi yağmalandı.
Şehzade Korkut ile Şahkulu orduları Isparta yakınlarında bir muharebe yapıldı. Savaşı Şahkulu ordusu kazandı ve Şehzade Korkut kaçtı. Bu sefer Şahkulu üzerine gelen Konya eyalet kuvvetlerini Beyşehir de yendi. Karaman’a yürüyüp Karaman’ı da aldı.
Şahkulu eski Osmanlı başkenti Bursa’yı eline geçirmeyi hedef aldı. Bursa şehrine yönelikken önce Anadolu Beylerbeyliği merkezi olan Kütahya ile uğraşması gerekti. Kütahya yolu üzerinde kendine karşı gelen Anadolu Beylerbeyi Karagöz Paşa’nin ordusunu Şahkulu bir muharabede yenerek onu esir aldı. Kütahya halkından şehri teslim etmelerini talep etti. Ancak halk şehri teslim etmedi. Bunun üzerine Şahkulu elinde esir olan Anadolu Beylerbeyi Karagöz Paşa’yi kazığa oturtarak öldürttü. Ordusunu ikiye bölerek “Taki Baba” adındaki bir müridine Kütahya kuşatmasını devretti. Ordusunun daha büyük kısmı ile Bursa’ya doğru yürüyüşüne devam etti. Bursa’da Alevîlerle kardeş olarak gördüğü Ahilik teşkilatına gönderdiği mektupta Osmanlının eski durumundan hal kalmadığının, zalim bir devlet olduğunu, bu yüzden bu devlete karşı başkaldırdığından haberdar etti ve Ahilik teşkilatıyla görüşmelere başladı. Bu sırasında Osmanlı kuvvetleri harekete geçti. Bursa yolu büyük bir güçle bir Osmanlı cezir tarafından kesildi. Şahkulu çaresiz ormanlara çekildi. Bu sırada Kütahya kuşatması başka bir Osmanlı veziri olan Haydar Paşa tarafından yarıldı. Şahkulu böylece iki ateş arasında kaldı. Fakat Şahkulu bütün kuvvetlerini birleştirmeyi başararak Haydar Paşa’nın ordusuna hücuma karar verdi. Ormandan çıkan Şahkulu kuvvetleri Kütahya boğazında Haydar Paşa’yı komutanlığındaki orduyu yendiler ve Haydar Paşa şehit edildi. Şahkulu bu sefer Ankara’yı hedef aldı. Bu sırada Sadrazam Hadım Ali Paşa idaresindeki büyük bir Osmanlı ordusu harekete geçmişti. Bu ordu Çubuk yakınlarında Şahkulu’nun kuvvetlerini karşıladı. Gökçay Muharebesi adı verilen çarpışmada Osmanlı Ordusu Kızılbaş adı verilen Alevî Türkmenleri yendi.
Fakat bu muharebede Osmanlı ordusu komutanı sadrazam Hadim Ali Paşa ağır yara almıştı; sadrazam tedavi için Amasya’ya götürüldü ve orada vefat etti. Şahkulu ise takip edilerek Çukurova’da sıkıştırıldı; yakalandı ve idam edildi.
Kendilerine vezir ve sultan namını veren iki Kızılbaş lideri, bu perişan Tekeli Kızılbaşlarını, İran’a götürmek üzere yola çıkardılar. Osmanlı kuvvetleri dağıldığı ve başsız kaldığı için, asileri takip edemedi.
Erzincan civarında büyük taşkınlıklar gösteren asiler, Suşehri nahiyesinde ve civarındaki köylerde büyük tahribat yaptılar, Şehzade Ahmed, kapıcıbaşısı Ahmed’i, 500 kadar adamı ile asileri tepelemeye gönderdi ise de, mühim bir netice elde edemedi.
Asiler daha sonra, Tebriz’den Anadolu’ya gelen ve Mekke’ye gitmekte olan bir İran kervanını vurarak pek çok adamlarını öldürüp mallarını da yağma ettiler.
Ancak asilerin bu hareketi büyük bir tepki uyandırdı. Şah İsmail’in yanına vardıklarında, önce hüsn-i kabul gören Tekeli Kızılbaşları, kendileri için tertip edilen bir ziyafetten sonra ortadan kaldırılmışlardır.
22 Nisan 1511'de Şahkulu tarafından şehid edilen Karagöz Ahmet Paşa 1505-1506 yıllarında Sultan II. Bayezid döneminde Anadolu valisi (Anadolu Beylerbeyi) olmuştur.
İsyancıları küçümsediği için Şahkulu'na yenilmiş ve bunu canı ile ödemiştir.
Bugün Kütahya'da kendi adına yaptırılan imareti ölümünden sonra hanımı tarafından yaptırılmış olup cami günümüzde halen kullanılmaktadır. Medrese ve diğer imaretler günümüze gelememiştir. Karagöz Ahmet Paşa'nın türbesi Kütahya'da Ressam Ahmet Yakupoğlu Parkı karşısında bulunan Ahırardı Mezarlığı'ndadır.
Hiç yorum yok