Hocalı Katliamı- 26 Şubat 1992
Türkiye'de bir Ermeni hayranı topluluk vardır ki sormayın gitsin.
Ermenilerle ilgili en ufak bir olayda, hep bir ağızdan toplanıp, "Hepimiz Ermeniyiz!" derler.
Basın açıklamaları, yürüyüşler, gösteriler.
Ama mevzu Türk olunca, Hocalı olunca, ağızlarını bıçak açmaz.
Hocalı'daki katliam hakkında, hepisi Ermeni olanlardan en ufak bir açıklama duyamazsınız.
Ne yürüyüş, ne basın açıklaması, ne pankart ve ne de "Hepimiz Azeriyiz!", "Hepimiz Hocalıyız!" sloganları.
Çünkü Hocalı'da katledilenler, Müslüman Türk'tür.
Bunların en nefret ettiği insan.
Yine bir 26 Şubat günü, bu Müslüman Türk düşmanı azgınların sesi soluğu çıkmadı.
Ama biz, "Hepimiz Ermeniyiz!" diyenlere inat Hocalı'yı unutmayacağız.
Çünkü şeytan unutturur, Allah hatırlatır!
"Ya Müntakîm Allah bizi intikamına memur eyle!"
HOCALI KATLİAMI
Bundan 22 yıl önce Azerbaycan’nın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında Ermeni kuvvetleri yüzlerce Türkü katletti. 336.Sovyet Mekanize Alayının da desteği ile Hocalı kasabasına giren Ermeniler kadın çocuk erkek ayrımı yapmadan işkenceye varan yöntemlerle eşine az rastlanır bir katliam gerçekleştirdiler.
1992 yılında, 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece Ermeni kuvvetleri Hocalı kasabasında, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil 613 kişi katletti. Yaşanan sadece insanların katledilmesi değildi. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde bir çoğunun yakılmış olduğu, gözlerinin oyulduğu tespit edildi. Hamile kadınlar ve çocukların da bu vahşete maruz kaldığı belirlendi. Bundan 23 yıl önce Azerbaycan'nın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında Ermeni kuvvetleri yüzlerce Türkü katletti.
1980'li yılların ikinci yarısından itibaren
SSCB'nin dağılma sürecine girmesi Azerbaycan ile Ermenistan arasında
gerilimli bir süreci başlattı. Bu süreç içerisinde Ermenistan Sosyalist
Cumhuriyeti, Azerbaycan'a ait olan Karabağ bölgesinin dağlık kısmında
Ermeni nüfusunun fazla olduğunu belirterek bölgenin kendisine ait olması
gerektiğini iddia etti.
1989 yılında yapılan nüfus sayımına göre
Dağlık Karabağ bölgesinin nüfusunun %75'i Ermenilerden, %25'i
Azerilerden oluşmaktaydı. Ancak bölgede Ermeni nüfusunun fazla olmasının
sebebi Sovyetler Birliğinin yıllar süren politikalarıydı. Bölge
uluslararası örgütlerin de kabul ettiği gibi tarihi ve hukuki olarak
Azerbaycan'a ait topraklardı.
Bölgedeki gerilim 1988 yılında Dağlık
Karabağ bölgesindeki Ermenilerin Azerbaycan'dan ayrılarak Ermenistan'a
katılmak istemeleri ile arttı. Dağlık Karabağ Meclisi karar alarak
Ermenistan'a bağlandığını ilan etti. Bu gelişme üzerine Azerbaycan,
Dağlık Karabağ bölgesinin özerk statüsünü kaldırdığını ve kendine
bağladığı yönünde bir karar aldı. Karabağ özerk yönetiminin buna cevabı
ise bağımsızlık referandumu oldu. Bölgede yaşayan Azerilerin katılmadığı
referandumdan çıkan bağımsızlık kararının ardından 6 Ocak 1992'de
Dağlık Karabağ Cumhuriyeti resmen ilan edildi.
Dağlık Karabağ bölgesinde yaşanan bu
gelişmeler Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki savaşı başlatan sebep
oldu. 1991 yılının sonlarında başlayan savaş Ermenilerin lehine gelişti.
Rus desteğini alan Ermeniler Dağlık Karabağ bölgesine girerek bölgeyi
işgale ettiler. Hocalı kasabasında yaşananlarsa bu savaşın henüz
başlarında yaşanan bir soykırımdı.
Dağlık Karabağ'ın en önemli tepelerinden ve
dolayısıyla hakim konumu itibariyle önemli bir mevki olan Hocalı
kasabası Ermeni kuvvetleri için önemli bir askeri hedefti. Kasaba
aylarca top ateşine tutuldu ve Ermeni kuvvetlerince abluka altına
alındı. Etrafıyla bağlantısı kesildi. Katliamın gerçekleştiği tarihlerde
10 bin nüfuslu Hocalı'da 3 bin civarı Azeri bulunmaktaydı.
Yukarı Karabağ savaşı başladığından itibaren bu bölgenin en önemli tepelerinden
birisinde olan Hocalı şehri stratejik olarak Ermenistan Silahl Kuvvetleri için askeri bir hedef
niteliğinde idi. Hocalı stratejik olarak Karabağ dağ silsilesinde Ağdam-Şuşa, Eskeran-Hankendi
yollarının üzerinde yerleşmektedir.
Hocalı’nın coğrafi-stratejik konumu Ermeni silahlı
birliklerinin buraya saldırmasına müsaitti. Hocalı Hankendi’nden 10 km uzaklıkta
güneydoğusundadır. Karabağ’daki tek havaalanı Hocalı’dadır.
Hocalı 1991 yılının Ekim ayından itibaren ablukadaydı. Ekim’in 30’unda kara yoluyla
ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası olarak helikopter kalmıştı. Hocalı’ya son helikopter 1992
yılı Ocak ayının 28’inde gitmişti. Şuşa şehrinin semalarında sivil helikopterin vurulması ve
bunun sonucunda 40 kişinin ölümünden sonra bu ulaşım da kesilmişti.
Ocak ayının 2’sinden
itibaren şehre elektrik verilmemişti. Şubatın ikinci yarısından itibaren Hocalı, Ermeni silahlı
birliklerinin ablukasına alınmış ve her gün toplardan, ağır makineli silahlarla bombalanmıştır.
1992 yılının Şubat ayının 25'ini 26'sına bağlayan gece Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ
bölgesindeki Hocalı kentinde çok sayıda azerbaycanlı sivil, Ermeniler tarafından soykırıma
maruz kalmıştır.
Azeri kaynaklarna ve Memorial Human Rights Center, Human Rights Watch ve
diğer bazı uluslararası insan hakları kuruluşlarının bildirdiklerine gore katliam, Rus 366.
Motorize Alayı'ın desteğindeki Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından gerçekleştirilmiştir.
Human Rights Watch, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana cereyan
eden en kapsamlı sivil kırımı olarak nitelendirmiştir. Azeri kayıplarının sayısı üzerinde
tartışmalar devam etmekteyse de, 400 ila 1000 arasında oldukları genel kabul görmektedir.
Azerbaycan resmî kaynaklarının bildirdiği resmi rakam 613 sivil olup, bunların 106'sı kadın ve
83'ü çocuk, 7’ten fazlası ise yaşlıydı.
936 km2’lik alana sahip ve 2.605 aileden ibaret 11.356 kişinin yaşadığı Hocalı kenti 26
Şubat 1992 tarihinde yüzyılın en acımasız soykırımına maruz kalmış ve kasaba tamamıyla yok
edilmiştir. Hocalı bu katliamın yaşandığı sırada Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin koruması
altında değildi ve tamamen savunmasız bir durumdaydı. Kentte da dağınık halde elinde hafif
silahlar bulunan 150 kişi bulunmaktaydı. Azerbaycan silahlı kuvvetleri Hocalı halkına yardım
edemedi, hatta uzun süre cesetlerin alınması bile mümkün olmadı..

İŞTE ERMENİ ZULMÜ
Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars’ta Ağrı’da Van’da Erzurum’da da ataları oynamıştı.
Onlardan duymuşlardı.
Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı… Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47
model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı:
-Akçik, manç?.. (Kız mı, oğlan mı?)
-Akçik… (Kız)
Bu cevap üzerine ‘oğlan’ diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı. Kan bürülü gözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi.
-Tun şahetsar, ınger… (Sen kazandın, yoldaş)
-Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana… (Ben kazandım ama bu bebek nasıl beslenecek?)
-Mayrigı bedge gişdatsine. (Annesi besleyecek elbette)
Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı:
-Mayrig yerahayin zizdur. (Çocuğa meme ver)
Aynı dakikalarda Hocalı’nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top arayışına girmişlerdi. Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:
-Asixn ma/, çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek… (Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın…)
Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa, başı da orta yere düşmüştü…Ermeniler zafer naraları atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.
"Hepiniz Ermeniyseniz Azerbaycanda ki soykırımın hesabını verin"
Muhsin Yazıcıoğlu