BİLGE KRAL ALİYA İZZET BEGOVİÇ- 19 EKİM 2003
ALİYA İZZETBEGOVİÇ (1925-2003)
Aliya İzzetbegoviç, 1925´te bugün Bosna-Hersek´in kuzeybatısında bulunan Bosanski Šamac kasabasında Dünya´ya geldi. Ailesi İslâmî duyarlılığa sahip bir aileydi. Ancak İzzetbegoviç, İslam karşıtı ve Müslümanları Avrupa´ya dışarıdan girmiş kimseler olarak gören bir çevrede yetişti. Saraybosna´da bir Alman lisesinde eğitim gördü. Bilime önem veren ve disiplinle çalışan bir öğrenci olarak tanındı.
Lise çağında üstün kabiliyetleriyle ve İslamî konulara ilgisiyle öne çıktı. O dönemde bazı arkadaşlarıyla birlikte dinî konuları tartışmak amacıyla Mladi Muslimani (Müslüman Gençler Kulübü) adını verdikleri bir kulüp kurdu. Bu kulübü kurduğunda henüz 16 yaşındaydı, fakat oldukça etkin ve üretken bir düşünce kabiliyetine sahip olduğu gözleniyordu. Bu yüzden kurduğu kulüp bir düşünce kulübü olmaktan çıkarak aktivite kulübüne dönüştü. Dolayısıyla birtakım eğitim ve hayır faaliyetlerine öncülük etmeye başladı. Ayrıca genç kızlar için de ayrı bir birim oluşturdu. İkinci Dünya Savaşı esnasında da ihtiyaç sahiplerine yardım etti.
1925 doğumlu olan İzzetbegoviç 24 yaşında İslâmcılık suçundan 5 yıl hapis yattı. Cezaevinden çıktıktan sonra önce hukuk, sonra ziraat fakültesini bitirdi. 25 yıl avukatlık ve bir inşaat firmasında yöneticilik yaptı. 1970 yılında İslâm Manifestosu adlı bir kitap yazdı. Bu kitap 1983`te kovuşturmaya uğradı. 12 Müslüman aydınla birlikte tutuklandı.
1950 öncesinde kurulmuş olan Miladi Müslümani adlı örgütü yeniden örgütlemek suçundan 14 yıl hapse mahkum edildi. Mahkumiyetini çekerken, Yargıtay bu cezayı 11 yıla indirdi.
1989 yılında Yugoslavya`nın dağılma süreci sırasında ilan edilen af sonucu özgürlüğüne kavuştu.
1990 yılında İslam Manifestosu`nu yeniden bastırdı. Bu kitap İzzetbegoviç`in İslâmi kimliğinden ziyade, siyasi kararlılığının ve mücadelesinin bir simgesi oldu.
1990’da ortak yönetimin başkanı seçilen İzzetbegoviç, 1992-1995 Bosna Savaş’ında anahtar rol oynayan isimler arasında yer almış, sağlık sorunları nedeniyle 2000 yılında başkanlıktan ve partisinin başkanlığından çekilmişti.Daha önce iki kez kalp krizi geçiren İzzetbegoviç, 10 Eylül 2003’de evinde aniden bayılması ve düşerek 4 kaburga kemiğini kırması üzerine hastaneye kaldırılmıştı. 78 yaşındaki Boşnak lider, daha sonra iç kanama geçirmişti.
Bosna-Hersek Eski Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç, Saraybosna hastanesinde 19 Ekim 2003 günü vefat etti
Bazı Eserleri
İslam Manifestosu
İslam Deklarasyonu ve İslamî Yeniden Doğuşun Sorunları
Doğu ve Batı Arasında İslam
Tarihe Tanıklığım
Savaşa gidileceğini gördüğü zaman Demokratik Eylem Partisi diye bir parti kurdu. Burada yaptığı organizasyon orada adeta o güne kadar hemen hemen hiç bir organizasyona sahip olamayan ve Sırp’ların içinde epeyce asimilasyonunu tamamlamış Boşnak halkını önündeki bir savaşa sivil bir organizasyon ile hazırladı. Bu önemli bir şeydi ve hatıralarında yazdığı kadarı ile savaşın geleceğini gördüklerini ama aktif olarak barışın gelmesi için her şeyi yaparken, bir taraftan şayet savaş olursa buna hazır olması gerektiğini söylüyor. Bosna ordusunun birçoğu o dönem kurulan partiden oluşmaktadır. Askerlerine başkalarının çocuklarını ve karılarını öldürmemelerini telkin eder. Yaşlı bir asker Aliya İzzetbegoviç’e genç askerlerin arasından bazılarının Allah’a lanet etmesinin ağrına gittiğini söyler. Askerlere bu konuyu baz alarak konuşma yapan Aliya: “Sizi cumaya gitmeye mecbur edemem, oruç tutmaya da mecbur edemem isteyen camiye gider veya gitmez, isteyen oruç tutar veya tutmaz. Ama Allah’a lanet etmeyin insanların inançlarına saygı gösterin.” Der. Hem bilgelik hem liderlik özelliği olan bir insan, bu kadar adilane davranmaya çalışan bir insanın bir savaşı da yönetiyor olması dünyada ender rastlanan bir durumdur.
“Aliya İzzetbegoviç’ten”
“Ben bir Müslümanım ve öyle kalacağım. Kendimi dünyadaki İslam davasının bir neferi olarak telakki ediyorum ve son günüme kadar da böyle hissedeceğim. Çünkü İslam benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adı; dünyadaki Müslüman halklar için daha iyi bir gelecek vaadinin ya da umudunun, onlar için onurlu ve özgür bir hayatın, kısacası benim inancıma göre uğrunda yaşamaya değer olan her şeyin adıdır.” “İnsanlar tarihe hükmedemezler. Tarihe, Allah hükmeder ve O ne derse, o olur… İnsanlar tarihi yönetemezler. Bunu ne siz yapabilirsiniz, ne de Napolyon, İskender gibi mağrur liderler. Bunu ancak Allah yapar. Bu böyledir.” “Bizler insan olmaya ve insan kalmaya çalıştık ve başarılı olduk. Ancak bunu onlardan(Sırplar’dan) dolayı yapmadığımızın altını çizmeliyim. Kendimizden dolayı insan kalmaya çalıştık, onlardan dolayı değil. Onlara hiçbir şey borçlu değiliz. İnsan olmak ve insan kalmak, Allaha ve kendimize karşı sorumluluğumuzdur. Onlara karşı değil.
'Selam sana ey halkım!'
"Bu günleri gösteren yüce Allah'a hamd ediyorum. Tarihimizi kanımızla yazdık. Evlerimiz yakılıp yıkıldı. Düşmanlarımız mert değildi, alçakça katliamlar yaptılar. Yapılan katliamları dünya şimdilerde ortaya çıkartılan toplu mezarlardan anlamaktadır. Bu gerçekleri haykırmıştık, duyan olmamıştı. Tüm acılara rağmen çok şükür ayaktayız. Yıkılan ev ve camilerimizi yeniden inşa ettik. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Onlarla inşallah cennet'de buluşacağız, onları Allah'ın ve meleklerinin huzurunda şanlı direnişlerinden dolayı kutlayacağız. Gelinen noktada herşey bitmiş değil, yeni başlıyoruz. Başlattığımız mücadelede eksiklikler olmasına rağmen bir yerlere geldik. Bundan sonra görev sizlerindir. İlerleyen yaşım ve sıhhatim nedeniyle aktif siyaseti bırakıyor, bir nefer olarak ömrümü halkıma hizmet etmek isteyen siyasilere destekle yaşayacağım. Allah'a hamd ediyorum ki bugün elimdeki dalgalanan bayrağı teslim edeceğim inanmış yüzbinler var. Artık Bosna Hersek hür ve bayrağımız kendi topraklarımızda dalgalanıyor. Selam sana ey halkım. İmanınıza, bayrağınıza ve devletinize sımsıkı sarılın."
(Aliya'nın SDA'nın Genel Kurulu'ndaki veda konuşmasından)
Hiç yorum yok