SAPIK MEZHEBLERİN HALLERİ- ELFAZ-I KÜFÜR'DEN



SAPIK MEZHEBLERİN HALLERİ [1]



1 -Kaderiyye Mezhebi [2]: Bunlar, «şer, Allah'ın takdiri değildir ve herkes yaptığının failidir» dedikleri için tekfir edilmeleri vâcibdir.



2 -Keysâniyye Mezhebi: «Allah (c. c.) hakkında pişmanlık ve yanılma caizdir» dedikleri için tekfir edilmeleri vâcibdir.



3 -Râfızîlerin [3] tekfiri de vâcibdir. Ölüler tekrar dünyaya. dönerler. Ruhlar bir cesedden diğer cesede geçmek suretiyle ebedîleşirler. Allah'ın ruhu ise 12 imama girer, derler. 12 imamın ilâh olduğunu iddia ederler. Bekledikleri Mehdî zuhur edinceye kadar emir ve nehiyleri yerine getirmeyi tehir etmişlerdir. Cebrail (a.s.) vahyi, Hz. Ali'ye getireceği yerde yanlışlıkla Hz. Muhammed'e (s.a.v.) getirmiştir, derler. Bu sebepler, onların tekfirini gerektirmiştir.



4 -Haricîlerin [4] tekfir edilmesi de vâcibdir. Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Talha, Hz. Zübeyr, Hz. Aişe ve kendilerinin dışındaki bütün müslümanlara kâfir dedikleri için küfre gitmişlerdir.



5 -Yezîdîler [5]: Acem diyarından zuhur edecek bir peygamberin Muhammed (s.a.v.) ümmetini ortadan kaldırmasını bekledikleri ve buna inandıkları için tekfir edilmeleri vâcibdir.



6 -Neccariyye Mezhebi [6] : Allah'ın sıfatlarını inkâr, «Kur'ân-ı Kerîm yazıldığı zaman cisim, okunduğu zaman da a'razdır» dedikleri için tekfir edilmeleri vâcibdir.



7 -Şeytaniyye Mezhebi [7]: «Allah ancak mürad ve takdir ettiği zaman bilir. Ondan önce bir şey bilmez» dediklerinden dolayı tekfir edilirler.



8 -Mutezileden bir grup: Bunlar «Allah ne görür ne de görülür» [8] dedikleri için tekfir edilmeleri vâcibdir.



9 -Allah'ın zât ve sıfatları hâdise mahaldir. Yâni Allah'ın sıfatları kadîm değildir diyenleri tekfir etmek de vâcibdir,



10 -Allah âlimdir, fakat ilim sıfatı yoktur. Kaadirdir, kudret sıfatı yoktur. Bu minval üzere hareket ederek Allah'ın bütün sıfatlarını [9] inkâr ettikleri için tekfir edilmeleri vâcibdir.

11 -«Allah cisimdir [10], başka cisimlere benzemez» diyenler, de kâfirdir. Bazılarına göre de bid'at ehlidir.



12 -«Allah'ın yaptığı işlerde hikmet [11] olmayabilir» diyenler de kâfirdir.



13 -Cebriyye [12] mezhebinin tekfiri de vâcibdir. Bunlara göre kulun kudreti, kazanması ve tesiri yoktur, o cansız bir varlık gibidir.



14 -İnsan cesed değildir, o diridir, kaadirdir, ihtiyar sahibidir, hareket halinde olmadığı gibi sakin de değildir. Başka cisimler için caiz olan sıfatlar onlar için caiz değildir diyenler 'de kâfirdirler.



15 -Mürci'e Mezhebini [13] şu görüşlerinden dolayı tekfir etmek vâcibdir: Mü'min ve kâfirleri Allah'a bırakırız. Mü'min cennetlik, kâfir cehennemliktir diyemeyiz. Dünya ve âhiret Allah'ındır; iki âlemde de dilediğini mağfiret eder, dilediğini de cezalandırır. Bunlardan bazıları da, «iyi amellerimiz makbul kılınmış, kötü amellerimiz ise aff edilmiştir. Ameller farz değil, fazilettir. Yapanlar için iyidir, yapmayanlara bir şey yoktur» der. Bu görüşte olanlar da kâfirdir. Diğer bazıları da «Mü'minler günahkârlarla dost olamaz» der. Bunlar bid'at ehlidir.



16 -«Mizan [14] yoktur, o adalettir. Büyük günah [15] itaat edilmesi gereken şeyler imandır. Amel imandandır. [16]Allah'a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, âhiret gününe iman eden mü'mindir, fakat amel edilmesi gereken şeylerden birini terk ederse kâfirdir. Zina eden,

zina ederken; içki içen, içerken; bunun gibi bütün kötü fiilleri işleyenler o fiilleri işlerken kâfirdir» [17] diyen kimse bid'atçıdır.

«Mest[18] üzerine mesh yoktur» diyenler ve cemaatten ayrılanlar...

İşte yukarda zikredilen görüşleri iddia edenlerin hepsi bid'at ehlidir...



17 -Kâfızüerden Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'e küfredenler ve lânetleyenler kâfirdir. «Hz. Ali bu ikisinden üstündür» diyenler ise bid'atçidir.



18 –Mücessime [19] Mezhebini tekfir etmek vâcibdir. Zira bu mezhebi benimseyenler, «Allah'ın hususî mekânı vardır, o da Arş'tır» demektedirler.





-----------------------------------------------------------ŞERH KISMI----------------------------------------------------------------

[1] Dalâlette olan mezhebler yediye ayrılır:

1 -Mutezile mezhebi: Bu da kendi arasında 20 gruba ayrılmıştır.

2 -Şia mezhebi: Bu da 22 gruba ayrılmıştır.

3 -Hariciyye mezhebi: 20 gruba ayrılmıştır.

4 -Mürcie mezhebi: 5 gruba ayrılmıştır.

5 -Cebriyye mezhebi.

6 -Müşebbihe mezhebi.

7 -Neecâriyye mezhebi: Üç gruba ayrılmıştır.

Peygamberimizin (s.a.v.) «onlar benim ve ashabımın yolunda yürüyenlerdir» buyurarak tebcil ettiği «hak mezhebler» ise üçtür:

1 -Selef muhaddisleri.

2 -Eş'arîler,

3 -Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat.

Bu mezhebler her türlü bâtıldan uzaktır.



[2] Kaderiyye, Mutezile mezhebinden ayrılmış bir fırkadır. Bunlara göre şer, Allah'ın takdiri ile meydana gelmez. Kulun veya şeytanin işidir. Peygamber (s.a.v.), şu hadis-i şerifleri ile bunları işaret etmiştir: «Onlar bu ümmetin mecûsî-leridir. Hastalıklarında ziyaret, öldüklerinde de şehadet etmeyin. Onlar Kader mevzuunda Allah'ın düşmanlarıdır.»



[3] Rafızîlerin itikadına göre ruhlar, tenasüh halindedirler. Yâni ruhlar bir cisimden diğer bir cisme intikal ederler. Ruhların bu intikali devamlıdır. Ayrıca bunlar Allah'ın ruhunun 12 imama intikal ettiğine de inanırlar. Zikri geçen bu 12 imam Hz. Ali'nin soyundandır ve isimleri şöyle sıralanabilir: l -Aliyyû'l-Murteza, 2 -Hasan, 3 -Hüseyin, 4 -Zeynu'l-Âbidin, 5 - Muhammed Bakır, 6 -Caf er-i Sâdık, 7 -Musa Kâzım, 8 -Ali Rıza, 9 -Muhammed Takıyy, 10 -Ali b. Muhammed, 11 -Ali Hasen el- Askerî, 12 -Bekledikleri, Mehdi. Bunlara göre, beklenen bu Mehdi geldiğinde bütün kötülükler yeryüzünden silinecek ve emir-nehiy de kalkacak.



[4] Haricîler, bunlar Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasında meydana gelen. «Tahkim meselesinden» dolayı Hz. Ali'ye itaatten vazgeçtiler. Böylece müslümanlardan ayrılan ilk grup oldular. Hz. Ali, bunları ikna için Abdullah ibn Mes'ud'u gönderdi, fakat bir netice alınamadı. Savaşmak mecburiyetinde kaldı. Hülâsa olarak bunların görüşleri şöyledir: Büyük günah işleyenler Cehennemde ebedi kalırlar. Kendilerinin dışındaki bütün müslümanlan kâfir kabul ederler.



[5] Yezidiyye: Haricîlerden bir fırkadır. Acemden bir peygamber geleceğine, gökten bir kitap ineceğine, Hz. Peygamber'in ümmetini yok edeceğine inanırlar. Liderleri Yezid b. Ünsiyye'dir.



[6] Neccariyye: Hüseyin b. Neccâr tarafından ihdas edilmiştir. Allah'ın sıfatlarını inkâr ederler. Kur'ân-ı Kerim, yazıldığında cisim, okunduğunda a'razdır derler.



[7] Şeytaniyye: Muhammed b. Numan liderleridir. Şianin veya rafızilerin ileri gelenlerindendir. Allah, eşyanın yaratılmadan önceki durutnunu bilmez diyerek, Allah'a cehalet isnad etmektedirler.



[8] Mutezileden bir grup, Allah hiçbir şeyi görmez diyerek, Basar sıfatını inkâr etmektedir. Şu âyet-i celile onların bu görüşünü reddetmektedir: „(O adam) Allah'ın muhakkak (herşeyi) görüp durduğunu hiç de bilmemiş mi?» (Alâk: 14) Yine bunlar, Allah görülmez diyerek de rü'yeti inkâr ederler. Şu âyet-i celile ise, rü'yetin hak olduğunu bildirmektedir: «Yüzler (vardır) o gün ter ü tâzedir, Rablerine bakacaktır.» (Kıyâme: 22-23)



[9] «Tatarhaniyye» isimli kitapta şöyle denilmektedir:

-Bir kimse, Allah âlimdir, ilim sıfatı yoktur. Kadirdir, kudret sıfatı yoktur derse, bu adam kâfir olur mu olmaz mı?

-Evet bu adam kâfir olur. Çünkü Allah'ın sıfatını inkâr küfürdür.



[10] Bir kimse, Allah cisimdir, fakat diğer cisimler gibi parçalardan terekküp etmez; derse Allah'a mekân ve cihet isnad etmiş olacağından kâfir olur.



[11] Faydası olmayan her iş abestir. Allah'ın yaptığı işlerde hikmet yoktur diyenler, Allah'ı abesle iştigal eder durumda vasfettikleri için kâfir olurlar.



[12] Cebriyye görüşünde olanlar kafirdir. Kulun, meydana gelen herhangi bir işte dahli yoktur. O cansız varlık mesabesindedir. Hal böyle olunca, kul emir ve nehye muhatap olmaktan da kurtulmuş olur.



[13] Mürcie mezhebinden bir grup, «dünya ve âhiret Allah'ındır. İstediğini affeder, istediğini de cezalandırır. Kâfir cehennemlik, mü'min cennetliktir denemez» görüşündedir.

Diğer bir grup, „İyiliklerimiz kabul kılmmış, günahlarımız affedilmiştir. İmanla beraber günahın zararı, küfürle beraber de iyiliğin faydası yoktur. Yaptığımız ameller farz değil, nafiledir“ derler.

Üçüncü bir grub ise şöyle demektedir: „Günahkâr bir kimse dost edinilmez.“

Bunların hepsi bid'at ehlidir.



[14] Bir kimse, mizan adaletten ibarettir, ameller tartılmayacaktır derse bidatçidir. Kâfir diyemeyişimizin sebebi, nassın o görüşe hamledilmesi, zayıf da olsa mümkün olduğu içindir.



[15] Tevbe etmeksizin öldüğü takdirde, günah-ı kebâir işleyen bir kimse, ebediyyen Cehennemde kalır, diyen Mutezile bid’at ehlidir.



[16] Haricilerden bazıları, amel imandandır. Bir kimse farzlardan birini terk ederse kâfir olur. Cüz' yok olunca küll de yok olur, dedikleri için bidatçidirler.



[17] Haricîlere göre büyük günah işleyen kafirdir. Hz. Ali de Haricileri katledip büyük günah işlediği için kâfir olmuştur. Onların delillerinden biri şu Ayet-i caliledir: «... Filhakika şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına mutlaka telkinlerde bulunurlar. Eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz ki siz de Allah'a eş tanıyanlardansınızdır.» (En'am: 121)

Bize göre, bu itaat, Allah'a şirk koşmakta onlara uymak mânasmdadır.

Haricîlerin diğer bir delili ise şu ayet-i celiledir: «Kim Allah'a ve Peygamberine isyan ederse şüphesiz onun için Cehennem ateşi vardır, kendileri orada ebedî, dâim kalıcılar olmak üzere.» (Cin: 23)

Bize göre bu ayet-i celîlenin muhatabı kafirlerdir.

Haricîlerin bir başka delili ise şu hadis-i şeriftir: „Zina eden, zina anında mümin değildir.“

Bize göre, zina çirkin bir fiil olduğu için, zikredilen hadis-i şerif tehdid makamında söylenmiştir.

Bir diğer delilleri de şu hadis-i şeriftir: «Namaz dinin direğidir. Kim namazı terk ederse dinini yıkmış olur.»

Bize göre, „inanmadığı halde“ terkederse dinini yıkmış olur.



[18] Şiiler ve Rafızîler, mest üzerine meshi kabul etmiyorlar. Onlara göre çıplak ayak üzerine mesh meşrudur. Bu görüşleri ile Resûlullah'in sünnetinden çıkmış oluyorlar ki küfürlerinden korkulur.



[19] Müşebbihe, Keramiyye, Mutezile ve Cehmiyye mezhebleri, Mücessime ile aynı görüştedirler.

Cehmiyye mezhebinin delilleri şu âyet-i celilelerdir:

1 -«O, gökte de ilâh, yerde de ilâh olan (bir Allah) dır. O yegâne hüküm ve hikmet sahibidir, herşeyi hakkı ile bilendir.» (Zuhruf: 84)

Bize göre bu âyet-i celile, Allah'ın takdir ve tedbirine delâlet eder.

2 -«O, göklerde de, yerde de (ibadete müstehak olan) Allah'dır. Sizin içinizi de bilir O, dışınızı da. (Hayır ve şer) ne kazanacağınızı da bilir O.» (En'am: 3)

Bize göre bu âyet-i celile Allah'ın kudret ve eserlerine delâlet etmektedir.

3 -«O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra (hükmü) arşı istilâ edendir. Yere giren, oradan çıkan, gökten inen, oraya yükselen şeyleri O bilir. Nerede olursanız olun, O, sizinle beraberdir. Ne yaparsanız Allah hakkıyla görücüdür.» (Hadîd: 4)

Bize göre, bu âyet-i celiledekî «istilâ», Allah'ın „ilmi ile istilâ“ etmesidir.

Hiç yorum yok

Öne Çıkan Yayın

İBDA ve İBDA-C Nedir?

İBDA-C’nin daha iyi anlaşılması için İBDA'nın kısaca tarif ve izahını yapmak istiyoruz… Kumandanımız Salih Mirzabeyoğlu’nun "...

İzleyiciler

Popüler Yayınlar

Tema resimleri duncan1890 tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.