BÜYÜK FARK
Ashabdan biri Ramazan’da
gölgede oturmuyor. Hem oruçlu, hem gölgeyi de istemiyor.
Allahın Resûlü, hemen
emrediyorlar:
“- Orucunu tut ve gölgede
otur!”
Hududu değiştirince bütün iş
tersine döner. Bu edep bahsinden bir inceliktir! Edebin yeri
gelecek göreceksiniz...
Bunları izah ettiğim bir Avrupalı bana bir gün şöyle dedi:
“- Farzet ki, ben bunlardan
hiçbirine inanmıyorum, ama bunların beşerin düşünemiyeceği
kadar inceliklerle dolu
olduğunu kabûl ediyorum!”
Ve basıp
gitti.
İşte bu da insanın kendi nefsine tabi oluşundan başka bir
şey değildir! Papaz riyazeti,
nefsin,
çileleri kendi lehine
döndürüşü ve ondan ayrı bir haz devşirmeye kalkışı yine nefs
içindir.
Şimdi biraz da derinliklerden hafif bir zevk, ruhî bir
keyf duymamız için birkaç menkibe
anlatayım:
Büyük velîlerden biri, bu
inceliği çok iyi bilen fakat bir noktasında belki tereddüdü olan
bir
velî o kadar aç kalıyor ki
–böyle üstüste aç kalmak mekruhtur; onu da haber vereyim!
Şeriatten
başka hiçbir çare yoktur!
Şeriatin yönünü anlıyacaksınız, her şeyin mizanı, o sır
âlemi- nefsinin ağzından bir
köpek şeklinde
çıktığını ve yerdeki bir
tabak yemeğe doğru
süründüğünü görüyor ve
bağırıyor:
“- O, benden gittin!.. Seni
bir daha ağzıma almıyacağım!..”
O zaman bir nida
duyuyor:
“- Onu ağzına al, biz seni
onunla seviyoruz!”
Bu noktaya dikkat edin!
Melekte nefs yoktur ve onun için secde etmiştir insana...
Bundan yirmibeş otuz sene
evvel bir gün, bir arkadaşımı –ismini vermeye lüzum yok-
Eyüb’e
götürdüm. Benimle Avrupa’da
tahsil etmiş, Avrupa’da “alafranga kemâl” diye bir illete
uğramış, -tâbir onundur-
hıristiyanlığa dehşetli bir düşkünlük içinde, onların velî
addettiği
insanlardan mütemadiyen
bahseden bir kimse... Ben bu adamı itikatta olsun tamamen İslâmî
hakikatlere getirdim. Ve
bana bir gün eserini “alafranga kemâlin ne saçma bir şey olduğunu
ispat eden Necip Fazıl’a”
diye imzalamıştır. Benim o zaman hocalık devrimdi ve bu
arkadaşım bulunduğum yüksek
tahsil şubesinde
müdürdü. Kendisini Eyüb’e
götürmemi
istedi. Çünkü o büyük zat
Eyüb’teydi. Onunla konuşmak arzusundaydı. Götürdüm. Girdi
huzurlarına... Ve girer
girmez gördüm ki, götürdüğüm ne hale geliyor karşılarında...
Bir
kelime konuşmadı Efendi
Hazretleriyle... Evvelâ büyülendi. Öyle bir insan ki, bir
kelime
söylemiyor fakat bir madenin
üstüne oturduğu belli... Taşın sükotu ile göklerin sükotu
arasındaki fark... Ve
kendilerinin bir kaidesi vardı, hayatınızda bunu ölçü bilin!..
“Mânasız
sualin lüzumsuz cevabı”nı
vermezlerdi. Ve bir sorunun cevabını da icap ettiği kadar
verirlerdi. Çünki kelimeleri
zaten sevmezlerdi.
Ve arkadaşım dayanamadı,
-büyük meselesi var- hemen attı ortaya sualini:
“- Efendim, Hazret-i
İsa hakkında ne buyrulur?”
O büyük velî, demin
bahsettiğim üslûbuyla döndü:
“- Babasız hak
peygamber!”
Kısa ve tam
şer’i... Bizimki kal kaldı.
“- Peki efendim dedi;
babasız Hak peygamber kabûl... Ya bizim Peygamberimizle farkı
nedir?”
Kekemeli bir dille
soruyordu. Efendi Hazretleri
“- Büyük
fark!”
Dedi ve
sustu.
“- Nedir,
efendim?”
“- Hazret-i isa’da melekiyet
galipti. Ama bir eksiği vardı.”
“- Neydi,
efendim?”
Efendi Hazretleri yine cevap
verdi:
“- O eksiği
beşeriyet!”
Öyle ezildi ki,
arkadaşım...
Çok hisli bir çocuktu o...
Haliç’ten vapurla dönüyorduk. Bir şey sordum:
“- Bana suâl sorma dedi;
hâlâ o cevabın sarhoşluğu içimdeyim!..
Çok derin... Yine yorumunuza
terkediyorum bu küçük konuşmayı...
Hazret-i İsa hak Resûl ve
babasız... Melekiyette azami derecededir. Onun içindir ki, dört
büyük
nebî arasındaki, sıfatlardan
melekiyet sıfatı onun üzerindedir. Hazret-i İbrahim, Hazret-i
Musa
ve bütün nebîlerin serdarı
olan Allahın Sevgilisi beşerin ucu, nihaî noktasıdır.
İşte Allah Resûlünün “devamlı nefs mücahedesi” dediği şeyin anahtarı elimize geçti. Cihad-
ekberin...
İnsandaki bu nefs kadar sahtekâr, hilekâr, göz boyatıcı, aldatıcı –yahudileri
nefsten
çok hisse almış insanlar
olarak görebiliriz- bu nefs kadar insanı bağlayıcı, evvelâ
isyandan
gelici, olmazsa itaatten
gelici, her taraftan kavrayıcı bir korkunç nesne olamaz!..
işte,
görüyorsunuz nasılmış,
cihad-ı ekber!..
NFK
BATI TEFEKKÜRÜ ve İSLAM TASAVVUFU
Hiç yorum yok