Şehid Selami Yurdan - 22 Ağustos 1992
Bosna Hersek cihâdının Türkiye'den giden ilk şehidi olan Selami Yurdan’ın şehadet yıldönümü bugün. Mücadelesi ve azmi ile Müslüman nesillere örnek olacak bir Müslüman şahsiyet olan Şehid Selami Yurdan’ı şehadetinin sene-i devriyesinde rahmetle ve özlemle anıyoruz...
Ağrı'nın Patnos ilçesinde 1966 yılında dünyaya gelen Yurdan, aslen Bitlis'in Yako köyünden olup, 6 kardeşten 3'üncüsüdür. İlkokulu Patnos'ta okuyan Yurdan, 1978 yılında ailesiyle beraber İstanbul'a taşınır. Önce Küçükçekmece'nin Kanarya semtinde, ardından da 1980 yılında Fatih ilçesine yerleşirler. Fatih'e yerleşmelerinin akabinde 12 Eylül darbesi gerçekleşir.
İstanbul’da ticaretle uğraşmasının yanı sıra İslam ümmetinin birlik ve beraberliği için çalışmalarını ihmal etmeyen Yurdan, Bosnalı Müslümanlarla Sırplar arasında başlayan savaşa katılmak üzere Bosna'ya gider. Yurdan, 22 Ağustos 1992 tarihinde çok arzuladığı şehitlik makamına ulaşır.
Şehit Selami Yurdan ile ilgili Fatih Pala’nın Dünya Bizim sitesinde kaleme aldığı yazısını iktibas ediyoruz:
"Bosna’daki 90’ların başından ortalarına değin süregiden Müslümanca savaşın, Müslümanca cihadın Türkiye’deki belirgin yüzlerinden biri de hiç şüphesiz 22 Ağustos 1992 tarihinde Saraybosna’da şehid olan Selami Yurdan’dır.
Müminler için toprak ve vatan kavramları, iman çerçevesinde anlamlarını bulur. Dünyanın neresinde Müslümanlar yaşıyorsa, bulundukları yerlerde kimler Müslümanlıklarının kavgasını veriyorlarsa onlar “biz”dendir ve o topraklar bizimdir. Sınır tanımayan bir inanç haritasını bize çizen Rabbimize hamd ü senalar olsun. İşte memleketi Ağrı/Patnos olmasına rağmen yüreği Bosnalı kardeşleriyle çarpan güzel Müslüman Selami Yurdan da bu şuur içinde olarak yüreğinin sesine uyup Bosna’daki Sırplara karşı sürdürülen İslamî mücadelenin Saraybosna cephesinde yerini almıştı o günlerde.
Şehidimizle ilgili neler yazılıp çizilmiş diye bir araştırma içerisine koyulduğumda, yardımıma Haksöz dergisinin çok eski sayılarından biri yetişti. Eylül 1992 tarihli 18. sayısında yani Selami Yurdan’ın şehadetinden bir ay sonraki sayısında, Ali Gözcü imzasıyla sayfalarda yer edinen “Bosna’da Direniş ve Şehadet” başlıklı yazı, beni kendisine çekti. Bugün hem şehidimizi anacağız hem de bu makaleden yararlanarak yirmi dört yıl öncenin Bosna sıcaklığına ve şehadet yolculuğunun anlamına varmaya çalışacağız.
Biz de şehadet ediyoruz ki…
O günün dünya ölçeğinde ve mevcut Türkiye hükümetinin Bosna’ya karşı tavrı özelinde genel değerlendirmelerde bulunan yazar, Müslümanların Bosna konusundaki duyarlılığına -ya da olmaması gereken duyarsızlığına diyelim-, Bosna cihadının Müslümanlardaki karşılığına dikkatleri çekmeye çalışıyor. Selami Yurdan’ın Sırp çetelerine karşı olduğu kadar, emperyalizmin, yeni dünya düzeninin, haçlı ruhunun ve İslam ülkelerindeki işbirlikçi iktidarların karşısında, Müslümanların onurunu yükselttiğini ifade ediyor. Onun bu örnek tavrının, uluslararası istikbarın, zulmün, zorbalığın karşısında Müslümanca dayanışmanın nasıl gerçekleştirileceğinin en ileri şahitliğini hafızalara kaydettiğinden dem vuruyor.
Ali Gözcü, yine şehidimizin bu örnek tavrının, Bosna’daki katliamın durdurulması için kendi güçlerini ve imkânlarını seferber edecekleri yerde BM’den, mevcut iktidarların münafık yöneticilerinden, laik-batıcı yetkililerinden çözüm bekleyen basiretsiz kişilere, kendiliğindenci ve kişi merkezci anlayışlara, İslamî kimliği bölünmüş uzlaşmacı yaklaşımlara karşı sergilenecek en somut ve en ileri örnek bir cevap olduğunun altını çiziyor. Yazara göre, bilinmelidir ki Müslümanın Müslüman’dan başka dostu yoktur. Zira Müslümanlar kardeştir ve tek bir ümmettir. İnananlar bir zulme ve saldırıya uğradıkları zaman, birlik olup ona hep birlikte karşı dururlar.
Şehid Selami Yurdan için 28 Ağustos 1992 Cuma günü İstanbul Beyazıt meydanında kılınan gıyabî cenaze namazına sözü getiren yazar, namazdan sonra Bosna-Hersek katliamının, ABD’nin, BM’nin ve benzerlerinin tutumlarının, orada bulunan iki binden fazla Müslüman tarafından protesto edildiğinin bilgisini veriyor. O protesto eyleminde ilk konuşmayı yapan kişinin sözlerinden bazı kesitler sunuyor. İsmi verilmeyen o konuşmacının şu sözlerini, önemine binaen paylaşalım istiyoruz: “Selami Yurdan kardeşimiz, Saraybosna’da şehid düştü. O, şehid olarak evrensel İslamî hareketin varlığına şehadet etti. Biz de şehadet ediyoruz ki; yeryüzünde fitne kalmayıncaya, din yalnız Allah’ın oluncaya kadar canımızla, malımızla, eşimizle, çocuklarımızla İslamî mücadelenin bilinçli bir üyesi olmaya çalışacak ve tevhidi mücadeleyi nefsimizde, içinde yaşadığımız toplumda ve tüm dünya istikbarına karşı sürdüreceğiz.”
İslam, şehidler olmaya, şahidler olmaya iman etmiş müminlerin yoludur
Konuşmacının sözlerinden aktarımlar yapmaya devam eden yazar Ali Gözcü; konuşmacının, Selami Yurdan’ın yaptığı ve kabul ettiği gibi, bütün Müslümanların yolunu aydınlatan tek ilahi kaynağın Kur’an olduğunu, Kur’an’ın ve onun mesajının en iyi şahitliğini yapan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in bizlere gösterdikleri yolun çok açık bir tanımının olduğunu ve bu tanımın “İman ve cihad”dan başkası olmadığı şeklindeki sözlerini sunuyor biz okuyuculara. Konuşmacıya göre, şehidimizin şahsında hatırlanması gerekir ki, bu yol yani iman ve cihad yolu olan İslam, şehidler olmaya, şahidler olmaya iman etmiş müminlerin yoludur. Bizler, İslam’ı ancak bu yol içinde yaşayabiliriz.
O gün “Şehidler Ölmez”, “Şehid Selami Yolun Devam Edecek”, “İslami Hareket Engellenemez”, “Kahrolsun Amerika”, “Birleşmiş Milletler Terör Örgütü”, “Yaşasın Bosna Direnişimiz” gibi sloganlar, eylemin heyecanını yansıtan sözler olmuş. Son olarak da şehidin yaşlı babası Ferman amca sözü almış ve dinleyen herkesi duygulandıran, açık, yalın ve mesaj yüklü özet bir konuşma yapmış. Konuşmasında bütün Müslümanların davaları olan İslam’a sahip çıkmaları gerektiğini, Müslümanlığın yalnızca nüfus cüzdanında yazmakla olmayacağını, giden oğlu Selami’nin ardından yerine gönderebileceği beş oğlunun daha olduğunu haykırmış Ferman amca.
Subhanallah! Böylesi imanlı babalar olduğu müddetçe İslam ailesi nice şehadet sevdalısı gençler yetiştirecektir. Ferman amcanın Selami’si 26’sında iken şehidlikle hemhal oluyor. Bu yolun yaşı olmaz ki! Hanelerine Kur’an’ı ve Sünnet’i hâkim kılmaya gayret edenlerin nesilleri ancak şehadete yürür olsa gerek. Elhamdulillah…
24 yıl evvel 26’sında iken bilge ve öncü Müslüman Aliya İzzetbegoviç’in toprağını bereketlendiren Selami Yurdan’a selam olsun. Hayatın yegâne amacının Allah (cc) için yaşanıp yine Allah (cc) için ölmek olduğunu, “anlayışı açık olan” tüm insanlara kavratan bütün şehidlere selam olsun. Allah (cc) için ölmeyi canından ve malından aziz bilen her bir şehadet erine selam olsun."
Hiç yorum yok