Bir Bayram Sabahı
Medine-i Münevvere’de, o nurlu şehirde bir bayram sabahı… Varlığı ile kainatın bayram ettiği Hz. Peygamber (s.a.v) bayram namazından çıktı ve bayram sabahı oynamakta olan çocukları gördü ancak bir çocuk vardı ki diğer oynayan çocuklardan ayrı bir yerde duruyor ve ağlıyordu. Bu görüntü karşısında o merhamet ve şefkat kaynağı, Rauf ve Rahim olan Yüce peygamber(sav) çocuğa sordu:
– Ey çocuğum seni böyle ağlatan nedir?
Çocuk çocukluğu ile ve soruyu soranın kim olduğunu bilmeksizin:
–
Ey adam çekil benim başımdan, benim derdim zaten bana yetiyor. Babam
Resulullah’ın gazalarından birinde şehid oldu annem yalnız kalınca bir
adamla evlendi o da hayırsız çıktı evimizi aldı, malımızı yedi ve işte
şu gördüğün halim: çıplağım,
açım, hüzünlü ve düşkünüm. Ne zaman ki bayram geldi ve bayram kıyafetli
çocukların oynadığını gördüm, hüznüm tazelendi ve ağladım.
Ümmetinden
birisinin en ufak bir mutsuzluğu ile mutsuz olan ve ümmetine çok düşkün
bulunan Hazreti Peygamber (sav) çocuğa buyurdular ki:
–
Ey yavrum ister misin ki baban ben olayım, Aişe annen olsun, Fatıma
ablan Ali amcan Hasan ve Hüseyin de kardeşlerin olsun… İster misin?
Bu hitabı işiten garibim, şehid çocuğu, konuşanın kim olduğunu anladı da feryat ile:
– Aman ya Resulullah nasıl kabul etmem, nasıl istemem sizi şimdi tanıyabildim..
ve
Resulullah hazretleri ile o şehid çocuğu, beraberce el ele hane-i
saadete, kutlu eve yöneldiler. Orada yemek yedi ve Resulullah tarafından
bayramlık elbiseler giydirildi. Bu yetim çocuğun ismi Buceyr iken
Efendimiz (sav) bu ismi “Beşir” olarak değiştirdi. Artık karnı tok,
güvende olan Beşir güle oynaya arkadaşlarının yanına gider. O yeni hali
ile tekrar oyun oynayan çocukların arasına gittiğinde çocuklar dediler
ki: az önce aramızda dikilip duruyor ve ağlıyordun şimdi ne oldu da
gülüyor oynuyorsun çocuk onlara cevap verdi:
–
Demin açtım; şimdi doydum, çıplaktım; giydirildim, annesiz ve
babasızdım; şimdi Resullah gibi bir babaya sahib oldum, Aişe annem oldu
Fatıma ablam oldu Ali amcam oldu Hasan ve Hüseyin kardeşlerim oldu nasıl
gülmem nasıl bayram etmem…
Çocuklar hep bir ağızdan feryad ettiler:– Ah keşke bizim de babalarımız Resulullah’ın beraberinde gazaya katılıp da şehid olsalardı…
Beşir bin Akra (r.a.) Efendimiz’in (sav) vefatına kadar O’nun yanında kaldı. O vefat ettiğinde asıl yetimliği başlamıştı. Şöyle ağlar dururdu:
– İşte şimdi yetim kaldım. İşte şimdi garip oldum…
Hiç yorum yok