Mücadele ve Dâvâ Adamı: Cihat Özbolat


Zindanda geçen tam 21 yıl...
Mücadelesine zerre taviz vermeden devam eden bir direnişçi...
28 Şubat'ın tam da adına yakışır şekilde, Şubat'ın 28'inde "idam" alan Cihat Özbolat...
Dönemin kendilerini ülkenin sahibi olarak gören, Laik-Kemalist darbecileri, Anadolu'nun öz evlatlarına işkencelerde, tiyatro mahkemelerde, zulmün ve adaletsizliği binbir türlüsünü icra ediyorlardı.
Bu isimlerden birisi de Cihat Özbolat...
Yiğit ve yağız delikanlı Cihat, İslâm dâvâsının divanelerinden birisi...
O dönem her Müslüman gencin, yapmış olduğu eylemlerden birisini yapmıştı. Müslüman ülkede Ramazan günü açık olan birahaneye taş atmak...
Ve ailesi Cihat'ı en son 25 Aralık 1995'te "özgür" olarak gördü. O tarihten bu yana tutsak Cihat...
Ağabeyi Özer Özbolat kardeşine isnat edilen suçları şöyle sıralıyor: 'Cihat'ın üzerine atılan suçlamalar, siyaset ile biraz ilgisi bulunan herkesin gençlik yıllarında yapabileceği ya da yaptığı doğal siyasi hareketlerdi. Dergi dağıtmak, okumak, başörtüsü eylemlerine katılmak, duvarlara yazı yazmak gibi…'
Ama İbdacı Müslümanlara düşmanlığını hiçbir zaman saklamayan Fetullahçı polisler ve Kemalist darbecilere göre bunlar "idamlık suçlar" idi...
Ve Cihat'a 28 Aralık 1997'de, 28 Şubat darbe kararlarının alındığ gün idam veriliyordu.
 Yargılama sürecinin adaletsizliklerle dolu olduğunu söyleyen ağabey Özer Özbolat süreci şöyle özetliyor: 'Cezanın gerekçeli kararında sayfalarca Yargıtay emsal kararı ile kardeşime idam cezası verilemeyeceğini söylüyordu. Yargıtay 9. Daire eksik soruşturma nedeni ile kararı bozdu. Tekrar yapılan mahkemede hakim hiç inceleme yapmadan verdiği cezayı gözden geçirmek zorunda kalarak polis zoruyla imzalattırılan bombalama eylemlerini mecburen eylemlerin gerçekleştiği Bakırköy ve Beşiktaş karakollarına sordu. İki karakol da resmi evrak ile, 'Bu bölgede böyle bir eylem gerçekleşmemiştir' yazısını gönderdi. Biz ise bu yazılardan sonra davanın düştüğünü, kardeşimizin serbest kalacağını düşünerek sevindik. 18 Şubat 1997 tarihine ertelenen mahkemeye gittiğimizde DGM tarihinde görülmemiş şekilde mahkemenin 28 Şubat 1997 tarihine ertelendiğini öğrendik.' İçeride kardeşine işkence edildiğini söyleyen Özbolat, 'Ayrıca polis zoruyla şiddetin son noktasına varan işkence altında belgeler imzalatıldı. Mahkeme yargılama esnasında bunları görmezlikten gelerek, yani yok olanı var sayarak hareket etmiştir' diyor.
Cihat'ın davası görülmeden birgün önce dönemin darbeci paşalarından 1. Ordu komutanı DGM'yi arka kapıdan ziyaret eder. Yattığı süre gözönünde bulundurularak beraat etmesi gerek ama Cihat ve diğer İbdacı Müslümanlar "idam" cezası alır.

Alın size 28 Şubat hukuku. Bugünlerde TBMM tarafından arşivleri açılan İstiklâl Mahklemeleri ile 28 Şubat mahkemelerinin hiç bir farkının olmadığını çok iyi görebilirsiniz...
Ve Cihat'ın şimdi halen devam eden esaretinin, Metris, Niğde ve Bandırma cezaevlerindeki direnişi başlamış oluyordu...
Cihat genç yaşta "tabutluk"la da tanışmış 12 İbdacı tutsaktan birisidir.
Ve Bandırma'da Şehit Hasan Meriç ile aynı safta 3 gün boyunca destanlık direnişin içindedir Cihat...
Bandırma'dan sonra "uslanması" için Eskişehir'e yine "tabutluk"lara...
Eskişehir, Bolu F tipi, Kırıkkale ve Kandıra...
Direnişinden, mücadelesinden zerre taviz vermeyen Akıncı Cihat...
İşte kısaca İslâm'a, İbda'ya adanmış bir ömürün hikâyesi...

Hiç yorum yok

Öne Çıkan Yayın

İBDA ve İBDA-C Nedir?

İBDA-C’nin daha iyi anlaşılması için İBDA'nın kısaca tarif ve izahını yapmak istiyoruz… Kumandanımız Salih Mirzabeyoğlu’nun "...

İzleyiciler

Popüler Yayınlar

Tema resimleri duncan1890 tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.