İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ'NDEN -ANADOLU



ANADOLU
· Anadolu… Bozkurdun bir dere kenarında gümüş sulara dalıp gözlerindeki tılsımlı atesi
seyrede ede, içli ve mütevekkil bir söğüt ağacına istihale ettiği (mübarek) diyar…
· Anadolu… Türkün, gerçek ruh ve muhtevasını bulur bulmaz seyyarlıktan sabitliğe geçtiği ve
ruh vataniyle içiçe yeryüzü vatanını kurduğu büyük mâna çerçevesi…
· Anadolu… Kıt’alar arası tarihî hesaplaşmaların geçit meydanı, medeniyetlerin sergi evi,
mahrem ve muazzam Asya'nın, Avrupa’ya bakan cumbası…
· Anadolu… Putların ve salîbin binbir cümbüşü arkasından kendisini topyekûn hilâle teslim
eden ve onun dâvasını bütün dünyaya şâmil bir (aksiyon) halinde güden aslî ve asîl unsur
kadrosu…
· Ve nihayet Anadolu… Tarih boyunca cihanın en büyük mâna ve madde imparatorluğuna
dayanak vazifesini gördükten sonra, dört asırdır öksüz, mazlum, harap ve mahrum yasayan;
bir asırdan beri de ihanetlerin en acıklısına uğrayan, derken ananevî tahammül ve
tevekkülünün üstünde ruh eşkiyasının çatı kurduğuna şahit olan misilsiz çile ve işkence
arsası…
· Halbuki Anadolu; şehitler toprağı, gaziler bucağı, velîler ocağı…
· Nihayet Anadolu, her tasında bir Yunus Emre’nin oturduğu, her yolundan bir Yunus
Emre’nin geçtiği, hak âşıklarının yurdu ki, minareleri, evleri, rüzgârları, ırmakları, kağnıları
ve kalbleri hep “Allah Allah!” sesleriyle uğuldamakta…
· Böyleyken, Anadolu; suları bile “Allah deyu deyu” akarken, tam 65 yıldır kendi iradesiyle
başa geçtiğini iddia eden istismar idarelerinin esiri olmak gibi, hayal ve efsaneye sığmaz bir
gözbağcılığının, hokkabazlığın zebunu…
· Anadolu’nun yine 65 yıldır beklediği, böyle bir Anadolu görüşü ve en üstün milliyetçilik
halindeki böyle bir Anadoluculukla, ona, kendi kendisini, kendi uktesini, kendi kökünü
göstermeye, kendi özünü ve yemişini kuvvetlendirmeye, sırlarını çözmeye ve dostlariyle
düşmanlarını tanıtmaya memur, büyük fikir hamlesidir.
· Suları bile “Allah deyu deyu” akan vatanın, o mukaddes emanet çerçevesinin “Harîm-i
ismet” inde, Anadolu, düşmanlarını boğacak şuura yükselmedikçe, bilerek veya bilmeyerek,
Firavunların ehramlarına taş taşıyan esirlerden farksız yaşayacaktır. “Harîm-i ismet”te
boğulmasıyla, Anadolunun ve Anadolu ruhunun büsbütün boğulması arasında, ihtimal payı
olarak hiçbir mesafe kalmamıştır. “Olmak mı, olmamak mı; işte bütün mesele!..”
· Annelerin gittikçe unutkan, habersiz ve nebat hayatına namzet yavrular doğurduğu ve aziz
mânaların gittikçe ışıkları sönük bir liman gibi arkada kaldığı bu hengâmede, sahipsizliğine
rağmen ulvi bir sezişle hakkı gördüğünü birkaç yıldır belli etmiş bulunan Anadolu, elbette
ruhî istiklâl veya buna bağlanması değil, mücerret bir hasretle yanması yeter! Sadece şuur!…
· Hasret, vuslatın yarısıdır. İste ki, olsun!.
İdeolocya Örgüsü
N.F.K.

Fotoğraf: www.facebook.com/kurtulusumuzicin

Hiç yorum yok

Öne Çıkan Yayın

İBDA ve İBDA-C Nedir?

İBDA-C’nin daha iyi anlaşılması için İBDA'nın kısaca tarif ve izahını yapmak istiyoruz… Kumandanımız Salih Mirzabeyoğlu’nun "...

İzleyiciler

Popüler Yayınlar

Tema resimleri duncan1890 tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.