AYDINLIK SAVAŞÇILARI'NDAN
işte
çekildi
isyan
bayrağı
"gemileri yakmışız isteyerek
mümkünü yok dönüşümüzün
çizgimize gelen gelsin"
köy köy
dağ dağ
ve şehir şehir
yankı gelir
bu kutsal çağrıya.
akınlarda besteliyor,
-tellerde ses
dudaklarda söz gibi-
kula kulluğa karşı
silahlı isyanını.
bilen geldi "aşkına"
ölesiye savaşmaya
"bilen" bildi suskunluğun
kurtuluş olmadığını
bir yürek, bir bilek, bir seste
BİRleşti BİRler…
artık ne gam yeryüzünün
şeytana utanç zebanilerinden
ateş de olsa yürüyecekler.
ateş de olsa yürüyecekler
ateşe kalmamak için;
insan olma bedeli için,
iyi için, doğru için, güzel için
yeni bir dünya, yeni insan için
yüzlerinde aydınlığı kurtulmuşluğun.
"sonsuzluk kazancı çileden"
bir taze havayla ürperdi orman
açtı kucağını yüreklere,
nasırdan arınmış yüreklere,
ve gök sardı sarmaladı
hayat bağrına aldı
gelenleri.
doğru ve yanlış arasında
-insan-
hayat va gaye?!..
karanlık zıddına gebe kaldı!.
haykırmak kurşun gibi
haykırmak inançla:
ey karaya bulanmış çağ
ey marcoslar doğuran çağ
palet yürekli yaratıkların
artık çiğneyemeyecek
insan onurumuzu
çiğneyemeyecek
yabancı adam
toprağımızı
çiğneyemeyecek yabancılaşmış adam…
ey karaya bulanmış çağ
ey marcoslar doğuran çağ
-insanı gerçeğe yaban kılınmış-
tutuşturduk
buradan da
meş’alemizi
yüzün ağartmaya geldik.
çiçekler açıyor unutulmuş bahar
ilk aşka benzer ilk heyecan
ilk duyar gibi toprağın kokusunu
ilk gider gibi ilk savaşa
alevleniyor damarlarda kan
bu incecik kız gelinlik yaşta
bu desen oyun yaşında çocuk
bu ihtiyar-delikanlı.
ateş önü çatılmış tüfekler
ve ölüme hazır binler:
çiğneyemeyecek yabancı adam
toprağımızı
çiğneyemeyecek yabancılaşmış
adam.
bu ses
kan ter ve gözyaşı içinde
-en son nefese kadar-
yüzyıllardır
durmadan duraksamadan savaşanların
-öz akıncının-
(İngiltere, Hollanda, İspanya
en son Amerikayı
dize getiren
kuyrukçularına
baş eğmeyen)
bu ses
çağa vurulmuş mührü taşıyan
bin tufan yaşamış
bin engel aşanların
bu ses
-insanı kobay- dünyaya
kafa tutuş
hesap soruşun
bu ses o mana:
inançtan işlemez kurşun.
bu ses gönül gönül
ülke ülke
yayılsın
her cephesi bir vatan
-başağa gelişen tohum-
her cephesi bir bütün
Salih Mirzabeyoğlu
Hiç yorum yok